Haldun Taner Sahnesi’nin onarım çalışmaları sırasında, sıva altında Osmanlıca mimar kitabesi ortaya çıkarıldı. Kültür Varlıkları Projeler Müdürü Merve Gedik, “Hemen yüzey paklığını yaptık, artık de öbür imalatlardan etkilenmesin diye muhafaza altına alacağız” dedi.
İstanbul’un sembol yapılarından Haldun Taner Sahnesi’nin binası, 1927’de İtalyan mimar Umberto Ferrari tarafınca gemilerle Anadolu Yakası’na getirilen yaş zerzevat ve meyvelerin mezatının yapılacağı hal olarak inşa edildi. vakit içinde birfazlaca plansız eklemeler yapılan bina itfaiye garajı, hurda araç deposu ve ofis olarak da kullanıldı. 1986’da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve 1989’dan beri de İstanbul Kent Tiyatroları Haldun Taner Sahnesi’ne de mesken sahipliği yapıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yıpranan binada onarıma girişti. 4 aydır devam eden onarım çalışmasında, sıva altında kalan Osmanlıca mimar kitabesi ortaya çıkarıldı. Tarihi kitabede Osmanlıca olarak “U. Ferrari Efendi Mimar inşa etmiştir 1927” yazıyor. Yüzey paklığı yapılan kitabede mimarın ismine da yer verilmesi devrin özelliğini yansıtıyor.
Kültür Varlıkları Projeler Müdürü Merve Gedik, kitabenin yakın vakitte muhafazaya alınacağını deklare etti.
“KİTABE DEVRİN ÖZELLİĞİNİ YANSITIYOR”
Kitabe hakkında bilgi veren Gedik, “Bu kısım aslında 1989 yılında eklendi. Bina 1927 yılında hal olarak inşa edildi. Hal olarak hayli az kullanılmış çabucak sonrasında çeşitli kurumlar tarafınca el değiştirilmiş. 1989 yılında tiyatro salonu eklenirken bu çimento sıvı da o tarihte eklenmiş. Aslında burası yapının dışa bakan tarafı ancak üzeri sıvandığı için buradaki kitabe de sıva altında kalmış. Kitabe mimarın ismini ve üretim tarihini içeriyor. 1927 yılında Umberto Ferrari tarafınca inşa edildiğini anlatıyor. Bu kitabeleri İstiklal Caddesi’ndeki yapılarda da fazlaca sık görürüz. Mimarlık mesleğinin artık mesleksel kimlik olarak tanımlandığı vakit içinder ve inşa edilen vakit içinderda tarihi ve mimarın ismi bu devir yapılarında oldukçaça görülen bir özellik. Bu kitabe de bu devrin özelliğini yansıtıyor” dedi.
“YÜZEY PAKLIĞINI YAPTIK”
Kitabenin muhafazaya alınacağını belirten Gedik, “Kitabeyi yaptığımız sıva raspaları kararı çimento harçlı sıvanın yapıdan uzaklaşması esnasında keşfettik, çabucak yüzey paklığını yaptık. Artık de öteki imalatlardan etkilenmesin diye müdafaa altına alacağız. Altından ne çıkacağını evvelde kestirim edemediğimiz için el aletleriyle çalışıyoruz. O periyotlar yabancı mimarlar Türkiye’de fazlaca fazla eser vermiş. Umberto Ferrari de onlardan biri” diye konuştu (DHA)
İstanbul’un sembol yapılarından Haldun Taner Sahnesi’nin binası, 1927’de İtalyan mimar Umberto Ferrari tarafınca gemilerle Anadolu Yakası’na getirilen yaş zerzevat ve meyvelerin mezatının yapılacağı hal olarak inşa edildi. vakit içinde birfazlaca plansız eklemeler yapılan bina itfaiye garajı, hurda araç deposu ve ofis olarak da kullanıldı. 1986’da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve 1989’dan beri de İstanbul Kent Tiyatroları Haldun Taner Sahnesi’ne de mesken sahipliği yapıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yıpranan binada onarıma girişti. 4 aydır devam eden onarım çalışmasında, sıva altında kalan Osmanlıca mimar kitabesi ortaya çıkarıldı. Tarihi kitabede Osmanlıca olarak “U. Ferrari Efendi Mimar inşa etmiştir 1927” yazıyor. Yüzey paklığı yapılan kitabede mimarın ismine da yer verilmesi devrin özelliğini yansıtıyor.
Kültür Varlıkları Projeler Müdürü Merve Gedik, kitabenin yakın vakitte muhafazaya alınacağını deklare etti.
“KİTABE DEVRİN ÖZELLİĞİNİ YANSITIYOR”
Kitabe hakkında bilgi veren Gedik, “Bu kısım aslında 1989 yılında eklendi. Bina 1927 yılında hal olarak inşa edildi. Hal olarak hayli az kullanılmış çabucak sonrasında çeşitli kurumlar tarafınca el değiştirilmiş. 1989 yılında tiyatro salonu eklenirken bu çimento sıvı da o tarihte eklenmiş. Aslında burası yapının dışa bakan tarafı ancak üzeri sıvandığı için buradaki kitabe de sıva altında kalmış. Kitabe mimarın ismini ve üretim tarihini içeriyor. 1927 yılında Umberto Ferrari tarafınca inşa edildiğini anlatıyor. Bu kitabeleri İstiklal Caddesi’ndeki yapılarda da fazlaca sık görürüz. Mimarlık mesleğinin artık mesleksel kimlik olarak tanımlandığı vakit içinder ve inşa edilen vakit içinderda tarihi ve mimarın ismi bu devir yapılarında oldukçaça görülen bir özellik. Bu kitabe de bu devrin özelliğini yansıtıyor” dedi.
“YÜZEY PAKLIĞINI YAPTIK”
Kitabenin muhafazaya alınacağını belirten Gedik, “Kitabeyi yaptığımız sıva raspaları kararı çimento harçlı sıvanın yapıdan uzaklaşması esnasında keşfettik, çabucak yüzey paklığını yaptık. Artık de öteki imalatlardan etkilenmesin diye müdafaa altına alacağız. Altından ne çıkacağını evvelde kestirim edemediğimiz için el aletleriyle çalışıyoruz. O periyotlar yabancı mimarlar Türkiye’de fazlaca fazla eser vermiş. Umberto Ferrari de onlardan biri” diye konuştu (DHA)