/Antony Weerut, Stock.adobe.com
Nairobi – Azerbaycan'daki COP29 küresel iklim konferansının başlamasından birkaç gün önce, BM Çevre Programı (UNEP), iklim değişikliğine uyum konusunda büyük bir finansman açığı olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.
Bu yılın “Uyum Açığı Raporu”nun yazarlarından Paul Watkiss, uyum için yeterli kaynak sağlanmasının son derece önemli olduğunu vurguladı. Watkiss'e göre, iklimle bağlantılı olayların yol açtığı kayıp ve hasarların bedelini ödemek, önleyici tedbirleri finanse etmekten çok daha pahalı.
Donör ülkeler kesinlikle doğru yönde ilerliyor: Gelişmekte olan ülkelere yönelik uyum finansmanı 2021'de 22 milyar ABD dolarından (20,5 milyar avro) 2022'de 28 milyar ABD dolarına (26 milyar avro) yükseldi. Raporda, 2025 yılına kadar hâlâ 38 milyar dolara (35,4 milyar Euro) ulaşılabileceği belirtiliyor.
Yine de yazarlar, daha fazla paranın çok daha hızlı bir şekilde kullanıma sunulması gerektiğini vurguladılar. UNEP hesaplamalarına göre, özellikle gelişmekte olan ülkelerde iklim değişikliğine uyum için yıllık ihtiyaç duyulan miktar 187 ila 359 milyar ABD doları (174 ila 334 milyar euro) arasındadır. Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya ve ABD ile birlikte uluslararası iklim finansmanının en büyük bağışçılarından biri.
Şu ana kadar genellikle yalnızca kısa vadeli, projeyle ilgili önlemler alındı.
Geleceğe yönelik, stratejik ve dönüştürücü uyum önlemlerine yatırım yapmak ve şimdiye kadar sıklıkla olduğu gibi kısa vadeli, projeyle ilgili ve tepkisel önlemleri finanse etmek önemlidir. Ancak UNEP, bunun ancak finansman ihtiyaçlarındaki “muazzam açığın” büyük ölçüde azaltılmasıyla mümkün olabileceğini söyledi.
Şu anda dünya çapında 171 ülkenin kendine ait en az bir iklim uyum stratejisi var. Ancak 26 ülke henüz ulusal bir planlama aracı geliştirmemiştir. UNEP'e göre bunlardan yedisi kırılgan, çatışmalardan etkilenen ve “önemli ölçüde özel desteğe” ihtiyaç duyan eyaletler.
UNEP Direktörü Inger Andersen, “İklim değişikliğinin sonuçları insanlar, onların geçim kaynakları ve bağlı oldukları doğa için gerçek bir tehdit oluşturuyor” dedi. Fırtınalar köy ve kasabaları yok ederken, orman yangınları, arazi bozulması ve kuraklık manzaraları yok etti. Andersen, “Harekete geçmezsek bu, geleceğimizin ne olacağına dair bir ön izlenim olur” dedi. © dpa/Haberler