‘KORUMA ÇALIŞMALARI SAYESİNDE İNCİ KEFALİNİN UZUNLUĞU UZADI’
VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Eserleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Akkuş, son 20 yılda alınan tedbirler yardımıyla dana evvel 18 santim olan inci kefali uzunluğunun şu an ortalama 22 santimetreye ulaştığı belirterek, “Doğal kaynakları korursak dünyaya örnek olacak biçimde bir balıkçılık faaliyeti yürütmemiz mümkün” dedi.
Van Gölü’ndeki tek balık tipi olan inci kefali, üreme periyodu olan 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri içinde tatlı sulara göç ediyor. Gölün tuzlu ve sodalı sularından çıkarak yumurtalarını bırakmak için ırmaklara akın eden balıklar önlerine çıkan manileri adeta uçarcasına geçiyor. Milyonlarca balığın bu çabası ise görsel şölene dönüşüyor ve bu şölen her yıl binlerce kişi tarafınca ilgiyle izleniyor. Erciş, Muradiye ve Tuşba ilçelerindeki göç seyahati balıkların yumurtalarını tatlı sulara bırakıp, tekrar göle dönmesiyle sona eriyor. Balıkların kaçak avcıların gayesi haline gelmemesi için göl kenarındaki yerleşim ünitelerinde ve tatlı su ağızlarında jandarma, polis ve Tarım Müdürlüğü takımları 7/24 ağır tedbir alıyor.
Son 20 yılda alınan tedbirler yardımıyla dana evvel 18 santim olan inci kefali uzunluğunun şu an ortalama 22 santimetreye ulaştığı belirtilirken, kimi balık uzunluklarının 27 santimetreye kadar ulaştığı da görülüyor.
‘HER YIL MÜDAFAA ÇALIŞMALARINDA BİR TIK DAHA İLERİYE GİDİLİYOR’
YYÜ Su Eserleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Akkuş, 15 Nisan’da başlayan inci kefali göçünün sona gerçek yaklaşıldığını söylemiş oldu. Birinci etapta büyük balıkların derelere girdiğini belirten Akkuş, “Bu balıklar yumurtalarını bıraktı ve geri döndü. Artık sıra derelerdeki yumurtalardan çıkan yavru inci kefallerinin yeniden Van Gölü’ne geri dönmesinde. 800 bin yıldır devam eden bir göç. Van Gölü’ne dökülen dereler yavru balıklarla dolu. Bir ay daha sonra Van Gölü’nün kenarlarını ve dere ağızlarını yavru balıkların şenlendirdiğini, adeta bir şölene döndürdüğünü nazaranceğiz. Pandemiden dolayı bu yıl öbür bütün işlerde olduğu üzere muhafaza çalışmalarında da kuvvetli bir müddetç geçirildi. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; her yıl bundan evvelki yıla göre muhafaza çalışmalarında bir tık daha ileriye gidiliyor. Bilhassa bu sene Erciş ve Muradiye bölgesinde jandarma grupları 24 saat temeline bakılırsa sabit nöbet noktalar oluşturdu. Aslında bu Türkiye’de ve dünyada örnek bir durum. Zira, bütün kurumların bir balığın etrafında toplanmasını, bir balığın devam ettirilmesi açısından verdikleri takdire şayan bir mücadeledir” dedi.
’15 BİN İNSANIN GEÇİM KAYNAĞI DA KORUNUYOR’
Daha evvel 18 santim olan inci kefalinin uzunluğu, muhafaza halleri yardımıyla 22 santimetreye kadar ulaştığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Akkuş, “Bugün ülkemizde ve dünyada balıkçılık kan ağlarken, Van Gölü’nde yürütülen müdafaa çalışmaları ile birlikte epeyce hoş dönemler geçirdiğimizi ve önümüzdeki yıllar bizi daha güzel dönemler beklediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Doğal kaynakları korursak dünyaya örnek olacak biçimde bir balıkçılık faaliyeti yürütmemiz mümkündür. Bu mevzuda başta Van Valimiz ve Vilayet Jandarma Komutanımıza sonsuz teşekkürler. Zira 15 Nisan tarihinden bugüne kadar bütün süreci yakından takip edip, ilgilendiler. Bu noktada burada korunan yalnızca bir balık değil, 15 bin insanın geçim kaynağı da korunmuş oldu. Balıkçılıkla ilgili Marmara ve Karadeniz’de daima berbat haberler geliyor. Ancak Van Gölü’ndeki ağlar dolu dolu geliyor. Müdafaa dönemlerini bu biçimde başarılı geçirdiğimiz sürece önümüzdeki senelerda fazlaca daha fazla balığın yakalandığını bakılırsaceğiz. İnci kefali, Türkiye’de iç sularda olan balık ölçüsünün tek başına üçte birlik kısmını karşılıyor. Bu şu demek. İnci kefali olmasa büyük bir düşünce meydana gelir. Yani bölgede 15 bin bireye aşkın insan işsiz kalır ve ülkemizdeki balık arzının karşılanması da hayli büyük sekteye uğrar. Bu bakımdan inci kefalinin müdafaa çalışmaları epeyce daha önemli” diye konuştu.
‘HEDEFİMİZ, İNCİ KEFALİNİ TÜRKİYE’NİN TANITIM SİNEMALARINA SOKMAK’
Kurak bir dönem geçirdiklerini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Akkuş, “Zor bir dönem geçirdik. Bunu şubat ve mart ayında söylemiştik. Alınan önlemlerle birlikte müdafaa çalışmaları yardımıyla epeyce başarılı bir dönem geçirildi. Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın başkanlığındaki proje grubumuzla de Van Gölü etrafındaki balıkçı köylerinde ve dere kenarındaki köylerde eğitim çalışmaları yürüttük, bilinçlendirme çalışmalarını oluşturduk” sözlerini kullandı.
‘ARTIK BEŞERLER İNCİ KEFALİNE SAHİP ÇIKIYOR’
Akkuş, “Bugün geldiğimiz noktada şunu görüyoruz. Balıkçıların ve biroldukça insanın balığa sahip çıktığını görüyoruz. Büyük bir memnunlukla buna şahitlik ediyoruz. Artık dere kenarlarındaki köylere gittiğiniz vakit çocuklar size bütün inci kefalinin hayat hikayesini anlatıyor. Yani eğitim çalışmaları ile birlikte artık üniversitedeki bir hoca üzere ömür döngüsünü Van Gölü kenarındaki çocuklar, beşerler çok yakinen biliyorlar. Şimdiki gayemiz inci kefalini Türkiye’nin tanıtım sinemalarına sokmak ve üreme periyodunda bölgeye fazlaca daha fazla insanın gelmesini sağlamak. Umuyoruz ki birliktelik içerisinde önümüzdeki senelerda bu amacımızı gerçekleştireceğiz” dedi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Eserleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Akkuş, son 20 yılda alınan tedbirler yardımıyla dana evvel 18 santim olan inci kefali uzunluğunun şu an ortalama 22 santimetreye ulaştığı belirterek, “Doğal kaynakları korursak dünyaya örnek olacak biçimde bir balıkçılık faaliyeti yürütmemiz mümkün” dedi.
Van Gölü’ndeki tek balık tipi olan inci kefali, üreme periyodu olan 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri içinde tatlı sulara göç ediyor. Gölün tuzlu ve sodalı sularından çıkarak yumurtalarını bırakmak için ırmaklara akın eden balıklar önlerine çıkan manileri adeta uçarcasına geçiyor. Milyonlarca balığın bu çabası ise görsel şölene dönüşüyor ve bu şölen her yıl binlerce kişi tarafınca ilgiyle izleniyor. Erciş, Muradiye ve Tuşba ilçelerindeki göç seyahati balıkların yumurtalarını tatlı sulara bırakıp, tekrar göle dönmesiyle sona eriyor. Balıkların kaçak avcıların gayesi haline gelmemesi için göl kenarındaki yerleşim ünitelerinde ve tatlı su ağızlarında jandarma, polis ve Tarım Müdürlüğü takımları 7/24 ağır tedbir alıyor.
Son 20 yılda alınan tedbirler yardımıyla dana evvel 18 santim olan inci kefali uzunluğunun şu an ortalama 22 santimetreye ulaştığı belirtilirken, kimi balık uzunluklarının 27 santimetreye kadar ulaştığı da görülüyor.
‘HER YIL MÜDAFAA ÇALIŞMALARINDA BİR TIK DAHA İLERİYE GİDİLİYOR’
YYÜ Su Eserleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Akkuş, 15 Nisan’da başlayan inci kefali göçünün sona gerçek yaklaşıldığını söylemiş oldu. Birinci etapta büyük balıkların derelere girdiğini belirten Akkuş, “Bu balıklar yumurtalarını bıraktı ve geri döndü. Artık sıra derelerdeki yumurtalardan çıkan yavru inci kefallerinin yeniden Van Gölü’ne geri dönmesinde. 800 bin yıldır devam eden bir göç. Van Gölü’ne dökülen dereler yavru balıklarla dolu. Bir ay daha sonra Van Gölü’nün kenarlarını ve dere ağızlarını yavru balıkların şenlendirdiğini, adeta bir şölene döndürdüğünü nazaranceğiz. Pandemiden dolayı bu yıl öbür bütün işlerde olduğu üzere muhafaza çalışmalarında da kuvvetli bir müddetç geçirildi. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; her yıl bundan evvelki yıla göre muhafaza çalışmalarında bir tık daha ileriye gidiliyor. Bilhassa bu sene Erciş ve Muradiye bölgesinde jandarma grupları 24 saat temeline bakılırsa sabit nöbet noktalar oluşturdu. Aslında bu Türkiye’de ve dünyada örnek bir durum. Zira, bütün kurumların bir balığın etrafında toplanmasını, bir balığın devam ettirilmesi açısından verdikleri takdire şayan bir mücadeledir” dedi.
’15 BİN İNSANIN GEÇİM KAYNAĞI DA KORUNUYOR’
Daha evvel 18 santim olan inci kefalinin uzunluğu, muhafaza halleri yardımıyla 22 santimetreye kadar ulaştığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Akkuş, “Bugün ülkemizde ve dünyada balıkçılık kan ağlarken, Van Gölü’nde yürütülen müdafaa çalışmaları ile birlikte epeyce hoş dönemler geçirdiğimizi ve önümüzdeki yıllar bizi daha güzel dönemler beklediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Doğal kaynakları korursak dünyaya örnek olacak biçimde bir balıkçılık faaliyeti yürütmemiz mümkündür. Bu mevzuda başta Van Valimiz ve Vilayet Jandarma Komutanımıza sonsuz teşekkürler. Zira 15 Nisan tarihinden bugüne kadar bütün süreci yakından takip edip, ilgilendiler. Bu noktada burada korunan yalnızca bir balık değil, 15 bin insanın geçim kaynağı da korunmuş oldu. Balıkçılıkla ilgili Marmara ve Karadeniz’de daima berbat haberler geliyor. Ancak Van Gölü’ndeki ağlar dolu dolu geliyor. Müdafaa dönemlerini bu biçimde başarılı geçirdiğimiz sürece önümüzdeki senelerda fazlaca daha fazla balığın yakalandığını bakılırsaceğiz. İnci kefali, Türkiye’de iç sularda olan balık ölçüsünün tek başına üçte birlik kısmını karşılıyor. Bu şu demek. İnci kefali olmasa büyük bir düşünce meydana gelir. Yani bölgede 15 bin bireye aşkın insan işsiz kalır ve ülkemizdeki balık arzının karşılanması da hayli büyük sekteye uğrar. Bu bakımdan inci kefalinin müdafaa çalışmaları epeyce daha önemli” diye konuştu.
‘HEDEFİMİZ, İNCİ KEFALİNİ TÜRKİYE’NİN TANITIM SİNEMALARINA SOKMAK’
Kurak bir dönem geçirdiklerini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Akkuş, “Zor bir dönem geçirdik. Bunu şubat ve mart ayında söylemiştik. Alınan önlemlerle birlikte müdafaa çalışmaları yardımıyla epeyce başarılı bir dönem geçirildi. Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın başkanlığındaki proje grubumuzla de Van Gölü etrafındaki balıkçı köylerinde ve dere kenarındaki köylerde eğitim çalışmaları yürüttük, bilinçlendirme çalışmalarını oluşturduk” sözlerini kullandı.
‘ARTIK BEŞERLER İNCİ KEFALİNE SAHİP ÇIKIYOR’
Akkuş, “Bugün geldiğimiz noktada şunu görüyoruz. Balıkçıların ve biroldukça insanın balığa sahip çıktığını görüyoruz. Büyük bir memnunlukla buna şahitlik ediyoruz. Artık dere kenarlarındaki köylere gittiğiniz vakit çocuklar size bütün inci kefalinin hayat hikayesini anlatıyor. Yani eğitim çalışmaları ile birlikte artık üniversitedeki bir hoca üzere ömür döngüsünü Van Gölü kenarındaki çocuklar, beşerler çok yakinen biliyorlar. Şimdiki gayemiz inci kefalini Türkiye’nin tanıtım sinemalarına sokmak ve üreme periyodunda bölgeye fazlaca daha fazla insanın gelmesini sağlamak. Umuyoruz ki birliktelik içerisinde önümüzdeki senelerda bu amacımızı gerçekleştireceğiz” dedi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı