Son dakika haberleri! Prof. Dr. Haluk Dursun, “Türk Kültürü Sempozyumu” programında anıldı – Bakan Ersoy
İki yıl evvel Van‘ın Erciş ilçesinde geçirdiği trafik kazası kararı ömrünü kaybeden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Türk Kültürü Sempozyumu” düzenlendi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Gazi Üniversitesi Mimar Kemaleddin Konferans Salonu’nda yapılan Memleketler arası Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun Türk Kültürü Sempozyumu’na katıldı.
Ersoy, bir tarih söyleşisi dönüşünde, herkesi derin hüzne boğarak ömrünü kaybeden Dursun’un, tarih ilmine adanmış bir ömrün birikimini, öğrenmeye ve öğretmeye karşı dinmeyen tutkuyu, ülkesine, milletine hizmette hududu olmayan bir iradeyi miras bıraktığını belirtti.
Tarihini, külçeşidini, ulusal kimliğini sahiplenen ve bunu yaşatan gençlerle Dursun’un anısının sürdürüleceğini tabir eden Ersoy, sempozyumda Türk külçeşidinin çeşitli açılardan ele alınacağını söylemiş oldu.
Ersoy, kültürün; milletin varlığını teşkil eden, bütün ögeleri kapsayan bir kavram olduğunu, hayata taraf veren her fikrin, aksiyonun ve sonucun temelinde kültürün bulunduğunu lisana getirerek, kültür varlığının anlatılması ve anlaşılmasının, tüm taraflarıyla korunarak jenerasyondan kuşağa aktarılmasının, lisanla mümkün olduğunu kaydetti.
Lisanını kaybeden milletin, manaya ve anlamlandırma yetisini de kaybedeceğine, bunun da ulusal hafızanın silinmesine sebep olacağına dikkati çeken Ersoy, dünya üzerinde farklı kültürlerle etkileşim içine giren Türk milletinin destanlarında, halk öykülerinde binlerce yıldır değişmeyen ortak ögelerin bulunabileceğini tabir etti.
Ersoy, şu biçimde devam etti:
“Büyük badireler atlatmış, şiddetli coğrafyalarda sınanmış, göçlerle bilinmezlerle yol almış milletimizin kültür temelleri, çetin kaidelerde değişen şartlarda sarsılmamıştır. pek fazlaca farklı kültürle etkileşimde bulunmamıza karşın onlardan aldıklarımızı kendi kültürümüzle harmanlayarak özgünlüğü yakalayabildiğimizi söylemek yanlış olmayacaktır. Kültürümüz ana ve alt başlıklarıyla epey kapsamlı bir husustur.
Bu dünyada emsalsiz bir Türk kültür kimliği vardır. Bu kimlik binlerce yıllık birikimin, üretimin ve yorulmanın zenginliğini barındıran pahalar bütünüdür. Bunu korumak hem geçmişimize vefa borcumuz hem asli varlığımızı devam ettirebilmek için göz arkası edemeyeceğimiz sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluğu gururla omuzlamaya devam edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.”
Batı kültürüyle popülizmin, özgün kültürleri ve pahaları bozmaya devam ettiğini vurgulayan Ersoy, bunun önüne geçmenin bilgiye sahip olmakla, bilgiyi uygulamakla ve toplumun her ferdine ulaştırmakla mümkün olacağını kaydetti.
Ersoy, “Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, isminin yaşatıldığını bilmekten büyük bir memnunluk ve gurur duyardı. Vesile olduğu aktifliklerin, bıraktığı yerden devam ettirilen bilimsel hizmetin, Sayın Hocamızın ruhunu şad ettiğini düşünüyorum. Akademisyen, tarihçi ve bürokrat kimliğiyle dünü unutmamak, bugünün hakkını vermek, yarını daha hoş kılmak için gösterdiği gayret, harcadığı mesai, verdiği eserler ve sunduğu hizmetlerle ismi minnetle anılacaktır.” biçiminde konuştu.
“Altını çizdiği en kıymetli konu, Türk külçeşidinin hak ettiği yeri alması”
Ulusal Eğitim Bakan Yardımcısı Ahmet Emre Bilgili de Türk külçeşidinin, biroldukça milletin kültüründen daha varlıklı ve detaylı olduğunu söz etti.
“Türk külçeşidini Haluk Hocamızın yapıtlarıyla, ismiyle ilişkilendirmek epeyce yerinde olmuştur.” diyen Bilgili, Dursun’un başlatmış olduğu çalışmaların devam ettirilmesi gerektiğini vurguladı.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız ise Dursun’un üzerinde durduğu, altını çizdiği en değerli konunun, Türk külçeşidinin hak ettiği yeri alması, yeni jenerasyonlara aktarılması olduğunu lisana getirdi.
Yıldız, 19 Ağustos 2019’ta trafik kazası kararı ömrünü kaybeden Dursun’un bıraktığı mirasın, düzenlenecek toplantılar ve faaliyetlerle sürdürüleceğini kaydetti.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Fatih Başaran
İki yıl evvel Van‘ın Erciş ilçesinde geçirdiği trafik kazası kararı ömrünü kaybeden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Türk Kültürü Sempozyumu” düzenlendi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Gazi Üniversitesi Mimar Kemaleddin Konferans Salonu’nda yapılan Memleketler arası Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun Türk Kültürü Sempozyumu’na katıldı.
Ersoy, bir tarih söyleşisi dönüşünde, herkesi derin hüzne boğarak ömrünü kaybeden Dursun’un, tarih ilmine adanmış bir ömrün birikimini, öğrenmeye ve öğretmeye karşı dinmeyen tutkuyu, ülkesine, milletine hizmette hududu olmayan bir iradeyi miras bıraktığını belirtti.
Tarihini, külçeşidini, ulusal kimliğini sahiplenen ve bunu yaşatan gençlerle Dursun’un anısının sürdürüleceğini tabir eden Ersoy, sempozyumda Türk külçeşidinin çeşitli açılardan ele alınacağını söylemiş oldu.
Ersoy, kültürün; milletin varlığını teşkil eden, bütün ögeleri kapsayan bir kavram olduğunu, hayata taraf veren her fikrin, aksiyonun ve sonucun temelinde kültürün bulunduğunu lisana getirerek, kültür varlığının anlatılması ve anlaşılmasının, tüm taraflarıyla korunarak jenerasyondan kuşağa aktarılmasının, lisanla mümkün olduğunu kaydetti.
Lisanını kaybeden milletin, manaya ve anlamlandırma yetisini de kaybedeceğine, bunun da ulusal hafızanın silinmesine sebep olacağına dikkati çeken Ersoy, dünya üzerinde farklı kültürlerle etkileşim içine giren Türk milletinin destanlarında, halk öykülerinde binlerce yıldır değişmeyen ortak ögelerin bulunabileceğini tabir etti.
Ersoy, şu biçimde devam etti:
“Büyük badireler atlatmış, şiddetli coğrafyalarda sınanmış, göçlerle bilinmezlerle yol almış milletimizin kültür temelleri, çetin kaidelerde değişen şartlarda sarsılmamıştır. pek fazlaca farklı kültürle etkileşimde bulunmamıza karşın onlardan aldıklarımızı kendi kültürümüzle harmanlayarak özgünlüğü yakalayabildiğimizi söylemek yanlış olmayacaktır. Kültürümüz ana ve alt başlıklarıyla epey kapsamlı bir husustur.
Bu dünyada emsalsiz bir Türk kültür kimliği vardır. Bu kimlik binlerce yıllık birikimin, üretimin ve yorulmanın zenginliğini barındıran pahalar bütünüdür. Bunu korumak hem geçmişimize vefa borcumuz hem asli varlığımızı devam ettirebilmek için göz arkası edemeyeceğimiz sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluğu gururla omuzlamaya devam edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.”
Batı kültürüyle popülizmin, özgün kültürleri ve pahaları bozmaya devam ettiğini vurgulayan Ersoy, bunun önüne geçmenin bilgiye sahip olmakla, bilgiyi uygulamakla ve toplumun her ferdine ulaştırmakla mümkün olacağını kaydetti.
Ersoy, “Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, isminin yaşatıldığını bilmekten büyük bir memnunluk ve gurur duyardı. Vesile olduğu aktifliklerin, bıraktığı yerden devam ettirilen bilimsel hizmetin, Sayın Hocamızın ruhunu şad ettiğini düşünüyorum. Akademisyen, tarihçi ve bürokrat kimliğiyle dünü unutmamak, bugünün hakkını vermek, yarını daha hoş kılmak için gösterdiği gayret, harcadığı mesai, verdiği eserler ve sunduğu hizmetlerle ismi minnetle anılacaktır.” biçiminde konuştu.
“Altını çizdiği en kıymetli konu, Türk külçeşidinin hak ettiği yeri alması”
Ulusal Eğitim Bakan Yardımcısı Ahmet Emre Bilgili de Türk külçeşidinin, biroldukça milletin kültüründen daha varlıklı ve detaylı olduğunu söz etti.
“Türk külçeşidini Haluk Hocamızın yapıtlarıyla, ismiyle ilişkilendirmek epeyce yerinde olmuştur.” diyen Bilgili, Dursun’un başlatmış olduğu çalışmaların devam ettirilmesi gerektiğini vurguladı.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız ise Dursun’un üzerinde durduğu, altını çizdiği en değerli konunun, Türk külçeşidinin hak ettiği yeri alması, yeni jenerasyonlara aktarılması olduğunu lisana getirdi.
Yıldız, 19 Ağustos 2019’ta trafik kazası kararı ömrünü kaybeden Dursun’un bıraktığı mirasın, düzenlenecek toplantılar ve faaliyetlerle sürdürüleceğini kaydetti.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Fatih Başaran