Assos’taki hafriyatlarda Roma devrine ilişkin 2 bin 200 yıllık çeşme yapısı kalıntıları bulundu. Hafriyat Heyeti Lideri Prof. Dr. Nurettin Arslan, “Assos’ta anıtsal çeşme yapısına birinci kere rastlıyoruz” dedi.
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi Behramkale köyü sonları ortasında yer alan antik kent, yer üzerindeki zenginliğinin yanı sıra hafriyatlarda ortaya çıkarılan Roma ve Bizans devri yapıtlarıyla geçmişe ışık tutuyor.
Kazı Heyeti Lideri, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Kısmı öğretim üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan, bölgedeki çalışmaların 42 yıldır aralıksız devam ettiğini anlattı.
30 kişilik bir takımın hafriyatta bakılırsav aldığını belirten Prof. Dr. Nurettin Arslan, “Kış mevsiminde arazi çalışma kuralları biraz ağır olduğu için daha evvel bulmuş olduğumuz arkeolojik gereçleri belgelendirme çalışmalarına devam ettik. Bunun yanı sıra bilhassa kentin kuzeyindeki surların onarımı için hazırlıklar yaptık. Yaz aylarının gelmesiyle yerdeki faal çalışmalarımız başladı. Antik kentte farklı alanda çalışıyoruz” dedi.
“14 ODA KAZDIK”
Arslan, en kıymetli çalışmalarından birinin, uzun senelerdan bu yana kazılan ve hayli fazla yere sahip Bizans devri yapısı olduğunu anlattı. Bu alanda 14 odayı kazdıklarını ve daha kazılacak hayli oda bulunduğunu söyleyen Arslan, “Bu kompleks odalardan birinde çalışmaya bir daha başladık. Periyoda ilişkin değerli bulgular elde edeceğimizi düşünüyorum. Kazılardaki ikinci çalışma alanımız ise kentin eğitim kurumları içinde yer alan ve epey yeterli korunmuş, Helenistik Çağ’daki gymnasium yani o periyodun lisesi diyebileceğimiz bir yapı” sözünü kullandı.
Prof. Dr. Arslan, bu sene de gymnasiumda Roma devrinde eklenti olarak inşa edilen sarnıçlarla ilgili hafriyat yapacaklarını aktardı.
“İLK KEZ RASTLIYORUZ”
Sarnıçların önünde ulaştıkları çeşme yapısı hakkında da bilgi veren Arslan, şu biçimde konuştu:
“Agoranın doğu kenarındaki kalıntının uzun yıllardır fonksiyonu bilinmiyordu. Geçen yıl bu yapıda çalışmalar başladı. Bu yıl hala devam ediyor. Birinci tespitlerimize nazaran, görkemli bir çeşme yapısı olduğunu öğrendik. Assos’ta hayli sayıdaki sarnıçları biliyoruz lakin anıtsal bir çeşme yapısına birinci kez rastlıyoruz. Kent mimarisi açısından hayli kıymetli bir yapı. Arazi haricinde da bir daha bulunan yapıtların istatistikleri, çizimleri ve onarım çalışmaları devam etmekte. Milattan evvel 2. yüzyılda inşa edildiğine bakılırsa 2 bin 200 yıl öncesinde inşa edilmiş bir çeşmeden kelam ediyoruz.”
“MİLATTAN EVVEL 3. YÜZYILDA SU KANALI İNŞA EDİLMİŞ”
Arslan, Assos’un yüksek bir zirve üzerinde, doğal su kaynaklarından mahrum bir alanda konumlandığını söylemiş oldu. Bundan dolayı antik kentin gerek resmi yapılarında gerekse konutlarında kesinlikle oyularak ya da kayalar kesilerek yapılmış yer altı su depoları ve sarnıçlar bulunduğunu lisana getiren Arslan, şunları kaydetti:
“Elimizdeki bir yazıta bakılırsa milattan evvel 3. yüzyılda bir mühendis Assos’ta su kanalı inşa etmiş, hatta bunun bir şiiri var. Bu tarihtilk evvel kente su getiren bir kanaldan kelam etmek mümkün değil. Milattan daha sonra 3. yüzyılda Satneos ırmağının kenarından, doğal kaynaktan suyun kente kadar taşındığını söyleyebiliriz. bununla birlikte kentin çabucak yakınında yaklaşık 500 metre kuzeyinde akan bir dere var. O devirlerde beşerler kaliteli su içmek isterlerse bu dereden sularını temin etmiş olabilir.” (AA)
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi Behramkale köyü sonları ortasında yer alan antik kent, yer üzerindeki zenginliğinin yanı sıra hafriyatlarda ortaya çıkarılan Roma ve Bizans devri yapıtlarıyla geçmişe ışık tutuyor.
Kazı Heyeti Lideri, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Kısmı öğretim üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan, bölgedeki çalışmaların 42 yıldır aralıksız devam ettiğini anlattı.
30 kişilik bir takımın hafriyatta bakılırsav aldığını belirten Prof. Dr. Nurettin Arslan, “Kış mevsiminde arazi çalışma kuralları biraz ağır olduğu için daha evvel bulmuş olduğumuz arkeolojik gereçleri belgelendirme çalışmalarına devam ettik. Bunun yanı sıra bilhassa kentin kuzeyindeki surların onarımı için hazırlıklar yaptık. Yaz aylarının gelmesiyle yerdeki faal çalışmalarımız başladı. Antik kentte farklı alanda çalışıyoruz” dedi.
“14 ODA KAZDIK”
Arslan, en kıymetli çalışmalarından birinin, uzun senelerdan bu yana kazılan ve hayli fazla yere sahip Bizans devri yapısı olduğunu anlattı. Bu alanda 14 odayı kazdıklarını ve daha kazılacak hayli oda bulunduğunu söyleyen Arslan, “Bu kompleks odalardan birinde çalışmaya bir daha başladık. Periyoda ilişkin değerli bulgular elde edeceğimizi düşünüyorum. Kazılardaki ikinci çalışma alanımız ise kentin eğitim kurumları içinde yer alan ve epey yeterli korunmuş, Helenistik Çağ’daki gymnasium yani o periyodun lisesi diyebileceğimiz bir yapı” sözünü kullandı.
Prof. Dr. Arslan, bu sene de gymnasiumda Roma devrinde eklenti olarak inşa edilen sarnıçlarla ilgili hafriyat yapacaklarını aktardı.
“İLK KEZ RASTLIYORUZ”
Sarnıçların önünde ulaştıkları çeşme yapısı hakkında da bilgi veren Arslan, şu biçimde konuştu:
“Agoranın doğu kenarındaki kalıntının uzun yıllardır fonksiyonu bilinmiyordu. Geçen yıl bu yapıda çalışmalar başladı. Bu yıl hala devam ediyor. Birinci tespitlerimize nazaran, görkemli bir çeşme yapısı olduğunu öğrendik. Assos’ta hayli sayıdaki sarnıçları biliyoruz lakin anıtsal bir çeşme yapısına birinci kez rastlıyoruz. Kent mimarisi açısından hayli kıymetli bir yapı. Arazi haricinde da bir daha bulunan yapıtların istatistikleri, çizimleri ve onarım çalışmaları devam etmekte. Milattan evvel 2. yüzyılda inşa edildiğine bakılırsa 2 bin 200 yıl öncesinde inşa edilmiş bir çeşmeden kelam ediyoruz.”
“MİLATTAN EVVEL 3. YÜZYILDA SU KANALI İNŞA EDİLMİŞ”
Arslan, Assos’un yüksek bir zirve üzerinde, doğal su kaynaklarından mahrum bir alanda konumlandığını söylemiş oldu. Bundan dolayı antik kentin gerek resmi yapılarında gerekse konutlarında kesinlikle oyularak ya da kayalar kesilerek yapılmış yer altı su depoları ve sarnıçlar bulunduğunu lisana getiren Arslan, şunları kaydetti:
“Elimizdeki bir yazıta bakılırsa milattan evvel 3. yüzyılda bir mühendis Assos’ta su kanalı inşa etmiş, hatta bunun bir şiiri var. Bu tarihtilk evvel kente su getiren bir kanaldan kelam etmek mümkün değil. Milattan daha sonra 3. yüzyılda Satneos ırmağının kenarından, doğal kaynaktan suyun kente kadar taşındığını söyleyebiliriz. bununla birlikte kentin çabucak yakınında yaklaşık 500 metre kuzeyinde akan bir dere var. O devirlerde beşerler kaliteli su içmek isterlerse bu dereden sularını temin etmiş olabilir.” (AA)