Manisa’da Aigai Antik Kenti’nde devam eden hafriyat çalışmaları sırasında ortaya çıkan çatı kiremidi üstündeki parmak izleri merak uyandırdı. İzlerin, jenerasyonu tükenmiş olan bir hayvana ilişkin olduğu düşünülüyor. Hafriyat Lideri Doç. Dr. Yusuf Sezgin, “Parmak izi o periyodun hayvan çeşitliliğini tanımak için değer taşıyor” dedi.
Batı Anadolu’da kurulan 12 Aiol kentinden biri olan, Yunusemre ilçesi Yuntdağ Köseler Mahallesi yakınında bulunan ve 2 bin 700 yıllık geçmişe dayanan Aigai Antik Kenti’ndeki hafriyat çalışmaları sürüyor.
Antik kentte Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu, Yunusemre Belediyesi ve Aliağa Belediyesi sponsorluğunda gerçekleşen hafriyat çalışmaları sırasında ortaya çıkan çatı kiremidi üstündeki parmak izleri merak uyandırdı.
Arkeologlar öncülüğünde zoolog ve veteriner tabiplerin üzerinde çalışma yaptığı izlerin, mutasyona uğramış ya da kuşağı tükenmiş olan bir hayvana ilişkin olduğu düşünülüyor.
“NE OLDUĞUNU ANLAYAMADIK”
Aigai Antik Kenti Hafriyat Lideri ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim bakılırsavlisi Doç. Dr. Yusuf Sezgin, şunları söylemiş oldu:
“”İlginç buluntularla karşılaşıyoruz. Bir çatı kiremidi modülü bulduk. Bu çatı kiremidi kesimi üzerinde enteresan bir izle karşılaştık. Aslında yaygın bir durum, antik periyotta çatı kiremitleri üzerinde epey farklı izler olabiliyor. Zira bunlar büyük kiremitler, birinci yapıldığı sırada yaşken kuruması için açık alanlara seriliyor. Bu serilme kademesinde bunların üzerinde farklı hayvanlar gezebiliyor, insan ya da bebek izleri oluyor.”
“Ama bizim için değişik olan bu sene bulduğumuz bu kiremidin üstündeki müsaade ne olduğunu anlayamadık ve tanımlayamadık. Zira üstündeki izlerin bir hayvana ilişkin olduğu anlaşılıyor lakin nasıl bir hayvan olduğunu tam çözemedik. Bizim uzmanlık alanımız değil. Bu niçinle zoolog ve veteriner arkadaşlarımıza gönderdik.”
“Yapılan incelemeye nazaran bir hayvan izi olabilir fakat bizim bildiğimiz ve tanımadığımız bir hayvan değil. Mutasyona uğramış yahut kuşağı tükenmiş bir hayvan olabilir. Tahminen de yaşken bir çocuk tarafınca güya üzerine hayvan basmış üzere göstermek için de yapılmış olabilir. Bunlar net değil” dedi.
“Bu izler, o periyodun hayvan çeşitliliğini anlamamızda değerli bir yere sahip.” (DHA)
Batı Anadolu’da kurulan 12 Aiol kentinden biri olan, Yunusemre ilçesi Yuntdağ Köseler Mahallesi yakınında bulunan ve 2 bin 700 yıllık geçmişe dayanan Aigai Antik Kenti’ndeki hafriyat çalışmaları sürüyor.
Antik kentte Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu, Yunusemre Belediyesi ve Aliağa Belediyesi sponsorluğunda gerçekleşen hafriyat çalışmaları sırasında ortaya çıkan çatı kiremidi üstündeki parmak izleri merak uyandırdı.
Arkeologlar öncülüğünde zoolog ve veteriner tabiplerin üzerinde çalışma yaptığı izlerin, mutasyona uğramış ya da kuşağı tükenmiş olan bir hayvana ilişkin olduğu düşünülüyor.
“NE OLDUĞUNU ANLAYAMADIK”
Aigai Antik Kenti Hafriyat Lideri ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim bakılırsavlisi Doç. Dr. Yusuf Sezgin, şunları söylemiş oldu:
“”İlginç buluntularla karşılaşıyoruz. Bir çatı kiremidi modülü bulduk. Bu çatı kiremidi kesimi üzerinde enteresan bir izle karşılaştık. Aslında yaygın bir durum, antik periyotta çatı kiremitleri üzerinde epey farklı izler olabiliyor. Zira bunlar büyük kiremitler, birinci yapıldığı sırada yaşken kuruması için açık alanlara seriliyor. Bu serilme kademesinde bunların üzerinde farklı hayvanlar gezebiliyor, insan ya da bebek izleri oluyor.”
“Ama bizim için değişik olan bu sene bulduğumuz bu kiremidin üstündeki müsaade ne olduğunu anlayamadık ve tanımlayamadık. Zira üstündeki izlerin bir hayvana ilişkin olduğu anlaşılıyor lakin nasıl bir hayvan olduğunu tam çözemedik. Bizim uzmanlık alanımız değil. Bu niçinle zoolog ve veteriner arkadaşlarımıza gönderdik.”
“Yapılan incelemeye nazaran bir hayvan izi olabilir fakat bizim bildiğimiz ve tanımadığımız bir hayvan değil. Mutasyona uğramış yahut kuşağı tükenmiş bir hayvan olabilir. Tahminen de yaşken bir çocuk tarafınca güya üzerine hayvan basmış üzere göstermek için de yapılmış olabilir. Bunlar net değil” dedi.
“Bu izler, o periyodun hayvan çeşitliliğini anlamamızda değerli bir yere sahip.” (DHA)