Kısasa Kısas: Acaba Bu Adalet Mi, Yoksa Düşmanlık Mı?
Kısasa kısas. Ne kadar kulağa acımasız bir ifade gibi gelse de, asırlardır insanoğlunun adalet anlayışının temel taşlarından biri olmuştur. Ama ne demek bu kısasa kısas? Bize yıllarca "yapma, etme, göz var nizam var" diye öğretilen şeyin tam zıttı mı? Yoksa sadece bir strateji mi? Gelin, bu kavramı biraz eğlenceli bir açıdan inceleyelim, arada sırada gülüp, arada düşündürürken.
Kısasa Kısas: Klasik Bir Hınç Mı, Stratejik Bir Hamle Mi?
Kısasa kısas, tam olarak şu anlama gelir: Birine yapılan kötü bir davranışın karşılığında aynı şekilde bir kötü davranış yapılması. Bir nevi "bana vur, ben de sana vururum" tarzı bir yaklaşım. İlk bakışta kulağa biraz "savaş" gibi geliyor, değil mi? Çünkü insanoğlu, yüzyıllardır karşılaştığı haksızlıklarla baş etmenin yolunu, bazen yanlış bir şekilde, aynı haksızlıkla karşılık vermekte bulmuş. Bir bakıma, bu felsefe, aynı zamanda "adalet" ve "denklik" üzerine düşüncelerimizi tetikler.
Mesela, diyelim ki arkadaşınız size arkanızdan laf atıyor. "Kimse sana güvenemez" dedikten sonra, siz de gidip aynı şekilde ona "Kimse sana güvenemez!" diyorsunuz. Kısasa kısas işte tam bu! Kötü bir davranışa karşılık olarak, aynı kötü davranışı bir başkasına yapma isteği. Klasik bir insani tepki. Peki bu doğru bir şey mi? Gelin bakalım, hem erkeklerin hem de kadınların bakış açılarını dahil edelim.
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Bu Bir Hızlı Çözüm”
Erkekler bazen olayları çözmek için stratejik yaklaşımlar benimserler. Tabii, bu her erkek için geçerli değil, ama çoğu zaman erkekler, bir sorunu “çözmek” için mantıklı bir plan kurma eğilimindedirler. Kısasa kısas örneğiyle ele alalım. Diyelim ki bir arkadaşınız size bir oyununu kaybettirdi, arkanıza bile bakmadan kazanma fırsatını elinizden aldı. Erkekler, burada "Hadi, bende seni yeneyim" yaklaşımına girebilirler. Stratejik bir karşılık, doğrudan adaletin sağlanması olarak düşünülebilir.
Yani, bir erkeğin gözünde kısasa kısas, sadece bir “adım-adım çözüm” olabilir. Hızlıca durumu kontrol altına alıp, "Evet, sana söylediklerimi geri alacağım" diyebilirler. Bu aslında, olayın daha büyük bir kavga halini almasına engel olmak için yapılmış bir çözüm olabilir. Erkekler, bazen bu stratejiyi sadece işlerin yolunda gitmesi için kullanırlar; ne kadar duygusal veya içsel bir hınç yoksa, yaklaşım daha soğukkanlı olabilir.
Kadınlar: Empati, Adalet ve Kısasa Kısas İlişkisi
Kadınlar ise genellikle kısasa kısasa çok daha empatik bir açıdan yaklaşır. Duygusal zekâ ve ilişkiler üzerine düşünmelerini sağlayan bir doğaları vardır. Eğer bir kadın, ona yapılan bir haksızlık karşısında kısasa kısas yapacaksa, bu yalnızca "intikam" almak için değil, daha çok bir ilişkiyi iyileştirme ya da dengede tutma amacıyla yapılır.
Buna en iyi örnek, bir kadının, arkadaşına karşı hissettiği kırgınlıkla ilgili verebileceği bir tepki olabilir. Mesela bir arkadaşınız, "Çok geç kaldın!" dediğinde, belki de siz de aynı şekilde ona geç kalıp bir karşılık verirsiniz. Ama kadınların yaklaşımı, bu tepkinin altında genellikle bir "sana verdiğim değeri görmeni istiyorum" duygusunun yattığını söyler. Yani, kısasa kısas bir kadının gözünde, çoğu zaman basit bir “düşmanlık” değil, bir anlamda “eşitlik” ve “denklik” arayışıdır.
Kısasa Kısasın Toplumsal ve Kültürel Boyutu
Fakat kısasa kısas, yalnızca bireysel ilişkilerde geçerli bir kavram değil. Toplumların adalet anlayışları, bu davranış biçimini çokça benimsemiş. Tarih boyunca, pek çok kültür "göz göze, diş dişe" yaklaşımını, adaletin temel bir kuralı olarak kabul etmiştir. Bunun modern dünyadaki karşılığı ise çok daha ince bir çizgide, hukukun sağladığı dengeyi yansıtır. Kısasa kısas, bireysel ilişkilerde olduğu kadar, toplumsal yapının da bir parçasıdır. Ancak artık, kanunların ve düzenin hüküm sürdüğü dünyamızda, bu eski adalet anlayışı yerine, daha fazla empati ve anlayış gerektiren alternatif yollar tercih edilmektedir.
Bir Savaş Alanı Değil, Ama Düşünceye Daldıran Bir Yolculuk
Sonuç olarak, kısasa kısas her zaman ve her yerde uygulanması gereken bir davranış şekli olmayabilir. Yani, birini haksız yere eleştiren birine, aynı şekilde karşılık vermek aslında düşündüğünüzden daha fazla hasara yol açabilir. Tabii ki, bazen "hadi bakalım, sen de bana aynı şekilde davran, görelim" demek içten içe hoş bir rahatlama sağlayabilir, ama her karşılık yeni bir savaşa dönüşmeden önce, biraz durup düşünmek gerekebilir.
Adaletin sadece karşılık vermek olmadığını anlamak, belki de gerçek büyüklük ve olgunluk gerektiriyor. O zaman, kısasa kısas bir çözüm mü? Yoksa sadece geçici bir zaferin ötesine geçmek mi? Belki de gerçek adalet, bazen sadece susmak ve ilerlemekten geçiyor.
Kısasa kısas. Ne kadar kulağa acımasız bir ifade gibi gelse de, asırlardır insanoğlunun adalet anlayışının temel taşlarından biri olmuştur. Ama ne demek bu kısasa kısas? Bize yıllarca "yapma, etme, göz var nizam var" diye öğretilen şeyin tam zıttı mı? Yoksa sadece bir strateji mi? Gelin, bu kavramı biraz eğlenceli bir açıdan inceleyelim, arada sırada gülüp, arada düşündürürken.
Kısasa Kısas: Klasik Bir Hınç Mı, Stratejik Bir Hamle Mi?
Kısasa kısas, tam olarak şu anlama gelir: Birine yapılan kötü bir davranışın karşılığında aynı şekilde bir kötü davranış yapılması. Bir nevi "bana vur, ben de sana vururum" tarzı bir yaklaşım. İlk bakışta kulağa biraz "savaş" gibi geliyor, değil mi? Çünkü insanoğlu, yüzyıllardır karşılaştığı haksızlıklarla baş etmenin yolunu, bazen yanlış bir şekilde, aynı haksızlıkla karşılık vermekte bulmuş. Bir bakıma, bu felsefe, aynı zamanda "adalet" ve "denklik" üzerine düşüncelerimizi tetikler.
Mesela, diyelim ki arkadaşınız size arkanızdan laf atıyor. "Kimse sana güvenemez" dedikten sonra, siz de gidip aynı şekilde ona "Kimse sana güvenemez!" diyorsunuz. Kısasa kısas işte tam bu! Kötü bir davranışa karşılık olarak, aynı kötü davranışı bir başkasına yapma isteği. Klasik bir insani tepki. Peki bu doğru bir şey mi? Gelin bakalım, hem erkeklerin hem de kadınların bakış açılarını dahil edelim.
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Bu Bir Hızlı Çözüm”
Erkekler bazen olayları çözmek için stratejik yaklaşımlar benimserler. Tabii, bu her erkek için geçerli değil, ama çoğu zaman erkekler, bir sorunu “çözmek” için mantıklı bir plan kurma eğilimindedirler. Kısasa kısas örneğiyle ele alalım. Diyelim ki bir arkadaşınız size bir oyununu kaybettirdi, arkanıza bile bakmadan kazanma fırsatını elinizden aldı. Erkekler, burada "Hadi, bende seni yeneyim" yaklaşımına girebilirler. Stratejik bir karşılık, doğrudan adaletin sağlanması olarak düşünülebilir.
Yani, bir erkeğin gözünde kısasa kısas, sadece bir “adım-adım çözüm” olabilir. Hızlıca durumu kontrol altına alıp, "Evet, sana söylediklerimi geri alacağım" diyebilirler. Bu aslında, olayın daha büyük bir kavga halini almasına engel olmak için yapılmış bir çözüm olabilir. Erkekler, bazen bu stratejiyi sadece işlerin yolunda gitmesi için kullanırlar; ne kadar duygusal veya içsel bir hınç yoksa, yaklaşım daha soğukkanlı olabilir.
Kadınlar: Empati, Adalet ve Kısasa Kısas İlişkisi
Kadınlar ise genellikle kısasa kısasa çok daha empatik bir açıdan yaklaşır. Duygusal zekâ ve ilişkiler üzerine düşünmelerini sağlayan bir doğaları vardır. Eğer bir kadın, ona yapılan bir haksızlık karşısında kısasa kısas yapacaksa, bu yalnızca "intikam" almak için değil, daha çok bir ilişkiyi iyileştirme ya da dengede tutma amacıyla yapılır.
Buna en iyi örnek, bir kadının, arkadaşına karşı hissettiği kırgınlıkla ilgili verebileceği bir tepki olabilir. Mesela bir arkadaşınız, "Çok geç kaldın!" dediğinde, belki de siz de aynı şekilde ona geç kalıp bir karşılık verirsiniz. Ama kadınların yaklaşımı, bu tepkinin altında genellikle bir "sana verdiğim değeri görmeni istiyorum" duygusunun yattığını söyler. Yani, kısasa kısas bir kadının gözünde, çoğu zaman basit bir “düşmanlık” değil, bir anlamda “eşitlik” ve “denklik” arayışıdır.
Kısasa Kısasın Toplumsal ve Kültürel Boyutu
Fakat kısasa kısas, yalnızca bireysel ilişkilerde geçerli bir kavram değil. Toplumların adalet anlayışları, bu davranış biçimini çokça benimsemiş. Tarih boyunca, pek çok kültür "göz göze, diş dişe" yaklaşımını, adaletin temel bir kuralı olarak kabul etmiştir. Bunun modern dünyadaki karşılığı ise çok daha ince bir çizgide, hukukun sağladığı dengeyi yansıtır. Kısasa kısas, bireysel ilişkilerde olduğu kadar, toplumsal yapının da bir parçasıdır. Ancak artık, kanunların ve düzenin hüküm sürdüğü dünyamızda, bu eski adalet anlayışı yerine, daha fazla empati ve anlayış gerektiren alternatif yollar tercih edilmektedir.
Bir Savaş Alanı Değil, Ama Düşünceye Daldıran Bir Yolculuk
Sonuç olarak, kısasa kısas her zaman ve her yerde uygulanması gereken bir davranış şekli olmayabilir. Yani, birini haksız yere eleştiren birine, aynı şekilde karşılık vermek aslında düşündüğünüzden daha fazla hasara yol açabilir. Tabii ki, bazen "hadi bakalım, sen de bana aynı şekilde davran, görelim" demek içten içe hoş bir rahatlama sağlayabilir, ama her karşılık yeni bir savaşa dönüşmeden önce, biraz durup düşünmek gerekebilir.
Adaletin sadece karşılık vermek olmadığını anlamak, belki de gerçek büyüklük ve olgunluk gerektiriyor. O zaman, kısasa kısas bir çözüm mü? Yoksa sadece geçici bir zaferin ötesine geçmek mi? Belki de gerçek adalet, bazen sadece susmak ve ilerlemekten geçiyor.