Neden bazı hastalarda koku kaybı devam ediyor…

Hasan

New member


/Denys Kurbatov, stock.adobe.com


Durham/Kuzey Karolina – Bazı Long COVID hastalarının yaşadığı kalıcı koku alma bozuklukları, ABD’li araştırmacıların tahminlerine göre koku alma epitelinde devam eden bir inflamatuar yanıtın sonucu olabilir. Bilim Tercüme Tıbbı (2022; DOI: 10.1126/scitranslmed.add0484) bir otoimmün hastalığı hatırlattı.

COVID-19 hastalarının çoğu koku alma bozukluklarından kurtulur. Ancak bazı hastalarda anosmi devam eder. Nedenleri şimdiye kadar belirsiz. Kuzey Carolina, Durham’daki Duke Üniversitesi Tıp Merkezi’nden Bradley Goldstein liderliğindeki bir ekip, artık 9 hastanın biyopsilerini daha yakından inceleyebildi. Doku örnekleri, COVID-19 ile ilgili olmayan iyi huylu bir hipofiz tümörünün çıkarılması sırasında alınmıştır.

9 hastanın tümü, özel bir testle (“Koku Tanıma Testi”) onaylanan anosmiden muzdaripti. Karşılaştırma için, anosmiden muzdarip olmayan diğer 15 hastanın biyopsileri incelendi.

Araştırmacılar, 9 hastanın hiçbirinde SARS-CoV-2 ile devam eden herhangi bir enfeksiyon belirtisi bulamadılar. Ancak, T hücreleri ile yaygın infiltrasyon buldular. Bu, koku alma epitelinde kalıcı bir enflamatuar reaksiyondan bahseder.

Araştırmacılara göre akut faz sırasında SARS-CoV-2 ile enfekte olan koku alma epitelindeki destek hücrelere yönelik olabilir. Virüsün yokluğunda destekleyici hücrelerin T hücreleri tarafından saldırıya uğraması, bir otoimmün reaksiyona işaret eder.

Goldstein’a göre bu, dendritik CD207 hücrelerinin birikmesi ve antiinflamatuar M2 makrofajlarındaki azalma ile de destekleniyor.


Konuyla ilgili

Alman tıp dergisi baskısı

Haberler



Genel resim, destek hücrelerine devam eden bir saldırıyı gösteriyor. Bu hücreler, burun mukozasındaki duyu hücrelerini korumak için gerekli olduğundan, duyu hücreleri daha sonra ölebilir ve araştırmacılar bunun belirtilerini de bulmuşlardır.

Varsayımlar doğruysa, T hücrelerinin saldırısını durduran zamanında yerel bir tedavi, duyu hücrelerinin yok edilmesini önleyebilir. Bu henüz klinik çalışmalarda test edilmemiştir. © rme/Haberler
 
Üst