Rize’nin Yüzde Kaçı Laz? Bilimsel Bir Merakın Peşinde
Selam dostlar,
Uzun zamandır aklımı kurcalayan bir soruyu bugün sizlerle paylaşmak istedim: “Rize’nin yüzde kaçı Laz?”
Bunu sadece etnik kimlik merakıyla değil, sosyolojik ve tarihsel bir gözle de düşünmek gerekiyor. Çünkü bu mesele, kimliklerin birbirine karıştığı, tarih boyunca farklı kültürlerin buluştuğu Karadeniz’in çok katmanlı yapısını anlamakla da ilgili.
Şimdi gelin, konuyu hem bilimsel hem de herkesin anlayabileceği bir şekilde masaya yatıralım.
---
Bilimsel Veriler ve Gerçekler: Rize’de Lazlar Kaç Kişi?
Öncelikle şunu netleştirelim: Türkiye’de resmi olarak etnik kökenlere göre nüfus sayımı yapılmıyor. Yani TÜİK’in elinde “Laz sayısı” diye bir veri yok. Ancak dolaylı yollardan, dil, yerleşim, tarih ve kültürel kimlik temelli akademik çalışmalardan tahminler yapılabiliyor.
Türkiye’deki Laz nüfusu üzerine en çok referans verilen araştırmalardan biri, antropolog Peter Alford Andrews’un Ethnic Groups in the Republic of Turkey adlı çalışması. Andrews, Rize’nin özellikle doğu kesiminde Laz nüfusunun yoğunlaştığını, fakat kentin tamamına oranla Lazların yaklaşık %30-35 civarında olduğunu belirtir.
Bazı yerel kaynaklar bu oranın %40’a kadar çıkabileceğini öne sürer; ancak Rize’nin batısında (örneğin İyidere, Kalkandere, merkez çevresi) Trabzon etkisiyle Türk ve Hemşinli nüfusun baskın olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla bilimsel tahmin aralığı makul şekilde şöyle özetlenebilir:
➡ Rize nüfusunun yaklaşık üçte biri Laz kökenlidir.
---
Laz Kimliği Nedir? “Laz” Dediğimizde Neyi Kastediyoruz?
Burada önemli bir ayrım yapmak gerekiyor. “Laz” sadece etnik bir tanım değil, aynı zamanda dilsel ve kültürel bir kimliktir. Lazca, Güney Kafkas dilleri ailesine bağlı bir dildir ve Gürcüce, Megrelce, Svanice ile akrabadır.
Rize’nin doğusundaki Pazar (Atina), Ardeşen, Fındıklı gibi ilçelerde Lazca hâlâ belirli yaş grupları arasında konuşulmaktadır. Ancak genç kuşaklarda dilin kullanımı dramatik biçimde azalmıştır. UNESCO, Lazcayı “tehlike altındaki diller” arasında sınıflandırır.
Yani “Lazım” diyen herkes mutlaka Lazca konuşmuyor olabilir.
Bu da şu soruyu getiriyor:
Bir kişinin Laz sayılması için Lazca bilmesi mi gerekir, yoksa Laz kökenli bir aileden gelmesi yeterli midir?
Bu soru, sosyologlar arasında hâlâ tartışılıyor.
---
Erkeklerin Veri Odaklı Bakışı: Sayılar, Oranlar ve Haritalar
Birçok erkek forumdaş konuyu daha analitik ele alıyor. Haritalara bakıyor, nüfus istatistiklerini kıyaslıyor, hatta göç oranlarını hesaplıyor.
Mesela 1960’lardan itibaren Rize’den İstanbul, Bursa ve Zonguldak gibi kentlere büyük bir iç göç yaşandı. Bu göçlerde Lazların oranı Rize’nin genel nüfusundaki oranlarına paralel gitti.
Bir çalışmada, İstanbul’daki Laz derneklerinin kayıtlı üyelerinin yaklaşık %60’ının Rize kökenli olduğu saptanmış. Bu da Laz kimliğinin kent dışında da güçlü bir şekilde sürdüğünü gösteriyor.
Demek ki “Rize’nin yüzde kaçı Laz?” sorusunun cevabı, aslında “Rize kökenlilerin kaçta kaçı Laz kimliğini taşıyor?” sorusuna da bağlı.
---
Kadınların Sosyal ve Empati Odaklı Bakışı: Kimlikten Öte, Bir Kültürün Parçası
Kadın forumdaşların yaklaşımı genellikle daha duygusal ama bir o kadar da derin.
Birçoğu için “Lazlık”, sadece etnik bir kategori değil; mutfağı, müziği, dayanışma biçimiyle bir yaşam tarzı.
Laz böreği, tulum sesi, horonun ritmi… Bunlar sadece folklorik unsurlar değil; aidiyetin birer ifadesi.
Bazı kadın sosyologlar, Laz kimliğinin özellikle kadınlar arasında kültürel taşıyıcılıkla korunduğunu vurgular. Çünkü dil evde öğrenilir, yemek tarifleri kuşaktan kuşağa annelerle aktarılır, geleneksel hikâyeler ise kadınların sözlü kültüründe yaşar.
Yani “Rize’nin yüzde kaçı Laz?” sorusuna sadece nüfusla değil, kültürel görünürlükle de bakmak gerekir.
---
Tarihsel Arka Plan: Lazların Rize’ye Yerleşimi
Lazlar, tarihsel olarak Kolheti bölgesinden (bugünkü Gürcistan’ın batısı ve Türkiye’nin doğu Karadeniz kıyıları) gelmiş bir topluluktur.
Antik kaynaklarda, özellikle Bizans döneminde “Lazika” adıyla anılan bir bölge vardır.
Bugünkü Rize’nin doğu kısmı, tarih boyunca bu kültürel coğrafyanın parçası olmuştur.
16. yüzyılda Osmanlı yönetimiyle birlikte Lazlar yavaş yavaş İslam’ı benimsemiş, fakat dillerini ve folklorlarını uzun süre korumuşlardır.
Cumhuriyet döneminde ise eğitim ve göç süreçleri Lazcayı geri plana itmiş, Türkçe ortak kimliğin belirleyici unsuru haline gelmiştir.
---
Bugün Laz Olmak Ne Anlama Geliyor?
Günümüzde birçok genç “Ben Lazım ama Lazca bilmiyorum” diyor. Bu, kimliğin biyolojik değil, kültürel bir yönü olduğunu gösteriyor.
Laz kimliği artık sadece bir “soy bağı” değil, aynı zamanda bir bellek ve aidiyet duygusu.
Bazı üniversitelerde Laz dili ve kültürü üzerine seçmeli dersler açılması, Lazca yayın yapan radyo ve internet kanallarının çoğalması, kimliğin yeniden canlanma sürecinde olduğunu gösteriyor.
---
Sonuç: Kimlikler Sayıyla Değil, Hikâyelerle Ölçülür
Bilimsel tahminler Rize’nin nüfusunun üçte birine yakınının Laz kökenli olduğunu gösterse de, bu sadece rakamsal bir ölçü.
Gerçekte Lazlık; dilde, sofrada, melodide, hatta mizah anlayışında kendini gösteren bir kültür.
Bu nedenle “Rize’nin yüzde kaçı Laz?” sorusunu belki de şöyle sormalıyız:
“Rize’nin kültüründe Lazlık ne kadar yaşıyor?”
Belki de asıl cevap burada gizli: Sayılar azalabilir ama hikâyeler yaşadıkça kimlik kaybolmaz.
---
Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Sizce Laz kimliği bugün Rize’de ne kadar görünür durumda?
Ailenizde Lazca konuşan biri kaldı mı?
Yoksa artık hepimiz Karadenizli kimliği içinde eriyip mi gidiyoruz?
Yorumlarınızı merakla bekliyorum, çünkü bu konu sadece rakamlarla değil, hepimizin hikâyeleriyle anlam kazanıyor.
Selam dostlar,
Uzun zamandır aklımı kurcalayan bir soruyu bugün sizlerle paylaşmak istedim: “Rize’nin yüzde kaçı Laz?”
Bunu sadece etnik kimlik merakıyla değil, sosyolojik ve tarihsel bir gözle de düşünmek gerekiyor. Çünkü bu mesele, kimliklerin birbirine karıştığı, tarih boyunca farklı kültürlerin buluştuğu Karadeniz’in çok katmanlı yapısını anlamakla da ilgili.
Şimdi gelin, konuyu hem bilimsel hem de herkesin anlayabileceği bir şekilde masaya yatıralım.
---
Bilimsel Veriler ve Gerçekler: Rize’de Lazlar Kaç Kişi?
Öncelikle şunu netleştirelim: Türkiye’de resmi olarak etnik kökenlere göre nüfus sayımı yapılmıyor. Yani TÜİK’in elinde “Laz sayısı” diye bir veri yok. Ancak dolaylı yollardan, dil, yerleşim, tarih ve kültürel kimlik temelli akademik çalışmalardan tahminler yapılabiliyor.
Türkiye’deki Laz nüfusu üzerine en çok referans verilen araştırmalardan biri, antropolog Peter Alford Andrews’un Ethnic Groups in the Republic of Turkey adlı çalışması. Andrews, Rize’nin özellikle doğu kesiminde Laz nüfusunun yoğunlaştığını, fakat kentin tamamına oranla Lazların yaklaşık %30-35 civarında olduğunu belirtir.
Bazı yerel kaynaklar bu oranın %40’a kadar çıkabileceğini öne sürer; ancak Rize’nin batısında (örneğin İyidere, Kalkandere, merkez çevresi) Trabzon etkisiyle Türk ve Hemşinli nüfusun baskın olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla bilimsel tahmin aralığı makul şekilde şöyle özetlenebilir:
➡ Rize nüfusunun yaklaşık üçte biri Laz kökenlidir.
---
Laz Kimliği Nedir? “Laz” Dediğimizde Neyi Kastediyoruz?
Burada önemli bir ayrım yapmak gerekiyor. “Laz” sadece etnik bir tanım değil, aynı zamanda dilsel ve kültürel bir kimliktir. Lazca, Güney Kafkas dilleri ailesine bağlı bir dildir ve Gürcüce, Megrelce, Svanice ile akrabadır.
Rize’nin doğusundaki Pazar (Atina), Ardeşen, Fındıklı gibi ilçelerde Lazca hâlâ belirli yaş grupları arasında konuşulmaktadır. Ancak genç kuşaklarda dilin kullanımı dramatik biçimde azalmıştır. UNESCO, Lazcayı “tehlike altındaki diller” arasında sınıflandırır.
Yani “Lazım” diyen herkes mutlaka Lazca konuşmuyor olabilir.
Bu da şu soruyu getiriyor:

Bu soru, sosyologlar arasında hâlâ tartışılıyor.
---
Erkeklerin Veri Odaklı Bakışı: Sayılar, Oranlar ve Haritalar
Birçok erkek forumdaş konuyu daha analitik ele alıyor. Haritalara bakıyor, nüfus istatistiklerini kıyaslıyor, hatta göç oranlarını hesaplıyor.
Mesela 1960’lardan itibaren Rize’den İstanbul, Bursa ve Zonguldak gibi kentlere büyük bir iç göç yaşandı. Bu göçlerde Lazların oranı Rize’nin genel nüfusundaki oranlarına paralel gitti.
Bir çalışmada, İstanbul’daki Laz derneklerinin kayıtlı üyelerinin yaklaşık %60’ının Rize kökenli olduğu saptanmış. Bu da Laz kimliğinin kent dışında da güçlü bir şekilde sürdüğünü gösteriyor.
Demek ki “Rize’nin yüzde kaçı Laz?” sorusunun cevabı, aslında “Rize kökenlilerin kaçta kaçı Laz kimliğini taşıyor?” sorusuna da bağlı.
---
Kadınların Sosyal ve Empati Odaklı Bakışı: Kimlikten Öte, Bir Kültürün Parçası
Kadın forumdaşların yaklaşımı genellikle daha duygusal ama bir o kadar da derin.
Birçoğu için “Lazlık”, sadece etnik bir kategori değil; mutfağı, müziği, dayanışma biçimiyle bir yaşam tarzı.
Laz böreği, tulum sesi, horonun ritmi… Bunlar sadece folklorik unsurlar değil; aidiyetin birer ifadesi.
Bazı kadın sosyologlar, Laz kimliğinin özellikle kadınlar arasında kültürel taşıyıcılıkla korunduğunu vurgular. Çünkü dil evde öğrenilir, yemek tarifleri kuşaktan kuşağa annelerle aktarılır, geleneksel hikâyeler ise kadınların sözlü kültüründe yaşar.
Yani “Rize’nin yüzde kaçı Laz?” sorusuna sadece nüfusla değil, kültürel görünürlükle de bakmak gerekir.
---
Tarihsel Arka Plan: Lazların Rize’ye Yerleşimi
Lazlar, tarihsel olarak Kolheti bölgesinden (bugünkü Gürcistan’ın batısı ve Türkiye’nin doğu Karadeniz kıyıları) gelmiş bir topluluktur.
Antik kaynaklarda, özellikle Bizans döneminde “Lazika” adıyla anılan bir bölge vardır.
Bugünkü Rize’nin doğu kısmı, tarih boyunca bu kültürel coğrafyanın parçası olmuştur.
16. yüzyılda Osmanlı yönetimiyle birlikte Lazlar yavaş yavaş İslam’ı benimsemiş, fakat dillerini ve folklorlarını uzun süre korumuşlardır.
Cumhuriyet döneminde ise eğitim ve göç süreçleri Lazcayı geri plana itmiş, Türkçe ortak kimliğin belirleyici unsuru haline gelmiştir.
---
Bugün Laz Olmak Ne Anlama Geliyor?
Günümüzde birçok genç “Ben Lazım ama Lazca bilmiyorum” diyor. Bu, kimliğin biyolojik değil, kültürel bir yönü olduğunu gösteriyor.
Laz kimliği artık sadece bir “soy bağı” değil, aynı zamanda bir bellek ve aidiyet duygusu.
Bazı üniversitelerde Laz dili ve kültürü üzerine seçmeli dersler açılması, Lazca yayın yapan radyo ve internet kanallarının çoğalması, kimliğin yeniden canlanma sürecinde olduğunu gösteriyor.
---
Sonuç: Kimlikler Sayıyla Değil, Hikâyelerle Ölçülür
Bilimsel tahminler Rize’nin nüfusunun üçte birine yakınının Laz kökenli olduğunu gösterse de, bu sadece rakamsal bir ölçü.
Gerçekte Lazlık; dilde, sofrada, melodide, hatta mizah anlayışında kendini gösteren bir kültür.
Bu nedenle “Rize’nin yüzde kaçı Laz?” sorusunu belki de şöyle sormalıyız:

Belki de asıl cevap burada gizli: Sayılar azalabilir ama hikâyeler yaşadıkça kimlik kaybolmaz.
---
Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Sizce Laz kimliği bugün Rize’de ne kadar görünür durumda?
Ailenizde Lazca konuşan biri kaldı mı?
Yoksa artık hepimiz Karadenizli kimliği içinde eriyip mi gidiyoruz?
Yorumlarınızı merakla bekliyorum, çünkü bu konu sadece rakamlarla değil, hepimizin hikâyeleriyle anlam kazanıyor.