Rusya'Da Komünizm Ne Zaman Başladı ?

Bengu

New member
Rusya’da Komünizm Ne Zaman Başladı?

Komünizm, Rusya'da, 20. yüzyılın başlarında büyük bir toplumsal ve siyasi değişimin başlangıcıydı. Bu süreç, özellikle 1917 yılındaki Ekim Devrimi ile sonuçlanan bir dizi olayın sonucu olarak şekillendi. Rusya'da komünizm, teorik olarak Karl Marx ve Friedrich Engels'in düşüncelerine dayanıyordu, ancak bu ideolojinin hayata geçirilmesi, çok sayıda yerel ve uluslararası faktörün etkisiyle oldu.

Rusya'da Komünizmin Temelleri

Rusya'da komünizm, 19. yüzyılın sonlarına doğru çeşitli sosyal ve ekonomik şartların birikmesi ile gelişmeye başladı. Ülke, hızla sanayileşen Batı Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmıştı. Çiftliklerde feodal yapılar hâkim, işçi sınıfı ise çoğunlukla çok kötü şartlar altında çalışıyordu. Bu durum, toplumda büyük bir eşitsizlik yaratıyordu. Aynı dönemde, Rusya'da işçi hareketleri ve köylü isyanları yaygınlaşmıştı. Çarlık rejimi ise bu toplumsal huzursuzlukları bastırmaya yönelik sert önlemler alıyordu.

Karl Marx ve Rus Devrimi

Komünizmin Rusya’da yayılması, Karl Marx’ın teorileriyle doğrudan ilişkilidir. Marx’ın tarihsel materyalizm anlayışına göre, her toplum, ekonomik temellerine dayanan sınıf mücadeleleriyle şekillenir. Marx, kapitalist toplumların yerini, işçi sınıfının yönetimi ele alacağı, sınıfsız bir toplum olan komünizmin alacağına inanıyordu. Bu düşünceler, Rusya’daki işçi ve köylü sınıflarına hitap etti.

Rusya’daki sosyalist hareketler, Marx’ın öğretilerini benimseyen çeşitli gruplar tarafından desteklenmeye başlandı. Ancak bu gruplar, devrimci taktikler ve ideolojik ayrılıklar konusunda birbirlerinden farklıydı. Özellikle Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi (RSDİP), Marx’ın fikirlerini daha geniş bir toplumsal tabanda yayma çabalarını sürdürüyordu.

Ekim Devrimi ve Komünizmin İlanı

Rusya'da komünizmin hayata geçişinin dönüm noktası, 1917 Ekim Devrimi’dir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusya’daki sosyal ve ekonomik durum, halk arasında büyük bir hoşnutsuzluk yaratmıştı. Çarlık hükümetinin savaş politikaları, halkı daha da yoksullaştırmış, buna bağlı olarak sosyal huzursuzluklar artmıştı. 1917’deki Şubat Devrimi, Çar II. Nikolay’ın tahttan feragat etmesine ve geçici bir hükümetin kurulmasına yol açtı. Ancak, geçici hükümetin savaşın devamı ve köylülerin taleplerine duyarsız olması, halkı daha da öfkelendirdi.

Ekim Devrimi, Vladimir Lenin’in liderliğindeki Bolşevik Partisi’nin geçici hükümeti devirmesiyle başladı. Lenin ve Bolşevikler, işçi ve köylülerden yana bir yönetim kuracaklarını ve Rusya’daki kapitalist düzeni yıkacaklarını duyurdular. Bolşevikler, Lenin’in önderliğinde, işçi konseyleri ve köylü delegeleriyle destek bularak iktidarı ele geçirdiler. 7 Kasım 1917’de, Bolşeviklerin Petrograd’daki (günümüzdeki St. Petersburg) kışla sarayına yaptıkları baskınla Çarlık hükümetinin sonu geldi ve komünist yönetim resmen ilan edildi.

Komünizmin Rusya'da Kurulması: Sovyetler Birliği'nin Doğuşu

Ekim Devrimi'nin ardından Lenin, yeni hükümetin ilk işlerinden biri olarak toprakların köylülere dağıtılmasını, fabrikaların işçilere verilmesini ve kapitalist sınıfların mallarına el konulmasını emretti. Bu, Rusya’daki büyük ekonomik dönüşümün başlangıcını oluşturuyordu. Ayrıca, Rusya’daki bütün sosyalist gruplar birleşerek 1918 yılında Sovyetler Birliği’ni kurdular. Sovyetler Birliği, Marksizm-Leninizm ideolojisi temelinde bir sosyalist devlete dönüşecekti.

Sovyetler Birliği’nin kuruluşuyla birlikte, Rusya’daki komünist yönetim, yalnızca iç değil, dış da bir dizi zorlukla karşı karşıya kaldı. 1918-1921 yılları arasında yaşanan Rus İç Savaşı, Bolşeviklerin, Çar yanlıları, liberal demokratlar ve çeşitli etnik gruplarla mücadele etmesini gerektirdi. İç savaşın sonunda, Bolşevikler zafer kazanarak ülkede tam kontrol sağladılar ve 1922’de Sovyetler Birliği resmen kuruldu.

Komünizmin Yayılması ve Sovyet İktidarı

Sovyetler Birliği kurulduktan sonra, Rusya’daki komünist yönetim, dünyanın dört bir yanındaki işçi sınıflarına komünist devrim yapmayı çağırarak Sovyet sosyalizminin dünya çapında yayılmasını savundu. Ancak, bu süreç zaman içinde yalnızca Sovyetler Birliği’ndeki yönetimi pekiştiren bir olguya dönüştü.

Lenin’in 1924’teki ölümünden sonra, Sovyetler Birliği’nin başına geçen Joseph Stalin, sert otoriter bir yönetim biçimi uygulamaya başladı. Stalin, ülkenin sanayileşmesini hızlandırmak ve tarımda kolektivizasyonu sağlamak için büyük çapta reformlar gerçekleştirdi. Bu reformlar, milyonlarca insanın ölmesine veya sürülmesine yol açsa da, Sovyetler Birliği’nin dünya siyasetindeki gücünü pekiştirdi.

Rusya’da Komünizm Ne Zaman Sona Erdi?

Komünizm, Sovyetler Birliği'nin sonuna kadar devam etti. Ancak, Sovyetler Birliği 1991'de dağıldıktan sonra, Rusya’daki komünist yönetim sona erdi. Sovyetler Birliği’nin çöküşü, dünyadaki birçok sosyalist devletin de çöküşüne yol açtı. Ancak, Rusya’da komünizm tarihsel bir miras olarak kaldı. 1991 sonrası Rusya, kapitalist bir ekonomi modeline geçti ve Batı dünyasıyla ilişkilerini yeniden şekillendirdi.

Ancak, Sovyetler Birliği'nin mirası ve komünizm, Rusya'daki politik kültür üzerinde hala etkisini sürdürüyor. Eski Sovyetler Birliği’nin parçalanmasından sonra kurulan bazı eski komünist partiler, hala ülkede aktif. Ayrıca, komünizmin etkisi, çeşitli toplumsal hareketler ve hükümetin izlediği politikalarla da zaman zaman gündeme gelmektedir.

Sonuç

Rusya'da komünizm, 1917 Ekim Devrimi ile başlayıp Sovyetler Birliği'nin kuruluşuyla resmiyet kazanmış ve 1991 yılına kadar devam etmiştir. Lenin’in önderliğinde başlatılan bu ideoloji, hem Sovyetler Birliği'ni şekillendiren bir güç olmuş, hem de dünya çapında birçok devrimci harekete ilham vermiştir. Ancak, Sovyetler Birliği’nin çöküşü, komünizmin Rusya’daki iktidarını sonlandırmış ve yeni bir dönemin kapılarını aralamıştır. Bugün Rusya, sosyalist geçmişiyle yüzleşirken, küresel ölçekteki etkisi giderek azalan bir ideolojiyi incelemeye devam etmektedir.
 
Üst