Milli Saraylar’ın sedef atölyesinin restoratörleri, Dolmabahçe Sarayı’ndaki yapıtların akabinde Topkapı Sarayı’ndaki tarihi piyanoları da restore ediyor.
Milli Saraylar’daki atölyelerden biri olan sedef atölyesindeki 4 kişilik uzman takım, 150-200 yıllık piyanoların onarımını özgününe uygun biçimde yapabilmek için değerli bir çalışma yürütüyor.
Restoratörler, Dolmabahçe Sarayı’ndaki piyanoların akabinde artık de Topkapı Sarayı’ndan gelen Boulle tarzında, bağa görünümünde, lake ve bronzdan olan siyah piyanoların üst panolarını restore ediyor.
Piyanoların üst tablasını çalıştıklarını aktaran Ulusal Saraylar Sedef Atölyesi Sorumlusu Cemalettin Ünal, akabinde alt kısmının onarımına geçeceklerini belirtti.
Ünal, kelamlarına şöyleki devam etti:
“Orijinal yapıttaki materyallere göre biz de tıpkı gereçleri kullanmak zorundayız. Burada doğal gereç, titiz ve sabırlı bir çalışma var. El emeği, göz parıltısı dökerek yapıtlarımızı tamamlıyoruz. Şu an Topkapı Sarayı’nın piyanolarının onarımı tamamlanmak üzere. Bu eserler iki buçuk aydır atölyemizde. Eser üzerinde her türlü risk olduğu için elimizden geldiği kadar titiz bir biçimde çalışmamızı sürdürüyoruz. Eser bize nasıl geldiyse, bizden daha sonraki periyotlara de tıpkı biçimde iletmek istiyoruz. Bu eserler periyodunun de ender yapıtlarından olduğu için kıymet taşıyor.”
“RESTORATÖRÜ HEKİM OLARAK DÜŞÜNÜN”
Restoratör olmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan Ünal, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Restorasyon gençlere bence huzur verir. Zira bir işi tamamladığınızda keyifli oluyorsunuz. Bakış açınız değişiyor. Kendiniz değişiyorsunuz. ‘Bunu ben yaptım’ demek epeyce hoş bir his. Restoratörü tabip olarak düşünün. Yani bir hastayı nasıl tedavi ediyorsunuz? Mobilyayı da yapıtı de o biçimde tedavi etmek zorundasınız. Sonuçta olağan ki insan hayatı daha riskli ancak eser de yüzyılın üzerinde olduğu için buna da tıpkı itinayı göstermek zorundasınız. Bu meslekte ilerlemek için kesinlikle evvela sabır ve bir üst bilgiye sahip olan insanların detaylarıne gereksiniminiz oluyor.” (AA)
Milli Saraylar’daki atölyelerden biri olan sedef atölyesindeki 4 kişilik uzman takım, 150-200 yıllık piyanoların onarımını özgününe uygun biçimde yapabilmek için değerli bir çalışma yürütüyor.
Restoratörler, Dolmabahçe Sarayı’ndaki piyanoların akabinde artık de Topkapı Sarayı’ndan gelen Boulle tarzında, bağa görünümünde, lake ve bronzdan olan siyah piyanoların üst panolarını restore ediyor.
Piyanoların üst tablasını çalıştıklarını aktaran Ulusal Saraylar Sedef Atölyesi Sorumlusu Cemalettin Ünal, akabinde alt kısmının onarımına geçeceklerini belirtti.
Ünal, kelamlarına şöyleki devam etti:
“Orijinal yapıttaki materyallere göre biz de tıpkı gereçleri kullanmak zorundayız. Burada doğal gereç, titiz ve sabırlı bir çalışma var. El emeği, göz parıltısı dökerek yapıtlarımızı tamamlıyoruz. Şu an Topkapı Sarayı’nın piyanolarının onarımı tamamlanmak üzere. Bu eserler iki buçuk aydır atölyemizde. Eser üzerinde her türlü risk olduğu için elimizden geldiği kadar titiz bir biçimde çalışmamızı sürdürüyoruz. Eser bize nasıl geldiyse, bizden daha sonraki periyotlara de tıpkı biçimde iletmek istiyoruz. Bu eserler periyodunun de ender yapıtlarından olduğu için kıymet taşıyor.”
“RESTORATÖRÜ HEKİM OLARAK DÜŞÜNÜN”
Restoratör olmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan Ünal, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Restorasyon gençlere bence huzur verir. Zira bir işi tamamladığınızda keyifli oluyorsunuz. Bakış açınız değişiyor. Kendiniz değişiyorsunuz. ‘Bunu ben yaptım’ demek epeyce hoş bir his. Restoratörü tabip olarak düşünün. Yani bir hastayı nasıl tedavi ediyorsunuz? Mobilyayı da yapıtı de o biçimde tedavi etmek zorundasınız. Sonuçta olağan ki insan hayatı daha riskli ancak eser de yüzyılın üzerinde olduğu için buna da tıpkı itinayı göstermek zorundasınız. Bu meslekte ilerlemek için kesinlikle evvela sabır ve bir üst bilgiye sahip olan insanların detaylarıne gereksiniminiz oluyor.” (AA)