İki aylık edebiyat mecmuası Notos, toplumsal medya hesabından bir açıklama yayınlayarak Ocak-Şubat 90. sayısını bir sayı atlayarak Mart-Nisan 90. sayı olarak yayımlamaya karar verdiklerini duyurdu. Yapılan açıklamada, mecmuanın on beş yıllık yayın ömründe birinci sefer bir sayısını yayınlayamadığını açıklandı.
Yapılan açıklama şu biçimde:
“Okurlarımız da izliyor. Bizim aklımıza sığmayan bir ekonomi-politika yüzünden, evvel görülmemiş bir döviz kriziyle, daha sonra kaçınılmaz bir yüksek enflasyonla karşı karşıya bırakıldık. Son birkaç ay ortasında neredeyse her şeyin fiyatı en az yüzde 100 arttı.
Tahminen yine bilmeyen okurlarımız vardır: Elinize aldığınız Notos’un ya da rastgele bir kitabın bütün girdileri, kağıdı, kartonu, tutkalı, mürekkebi, selofanı, iğnesi ipliği ithal, yani dövize, asıl olarak da Euro’ya bağlı. Euro ve dolar son dört ay ortasında yaklaşık yüzde 50 arttı. Kitap ve mecmua yayıncılığının girdilerindeki artışsa son iki ayda en az yüzde 100, son dört ayda bundan da yüksek.
Notos basıma hazırlanırken artık Euro karşılığı TL’nizin olmasının yetmediğini de görmeye başladık. Zira kağıt almak için TL kabul edilmemeye başladı, Euro ile ödeme yapmanız isteniyor. tıpkı vakitte o anda. Matbaalar da peşin ödeme istiyor. Evvelce bir ya da birkaç ay daha sonra yapabildiğiniz ödemeleri derginiz ve kitaplarınız basılmadan ödemeniz gerekiyor. Yoksa yok. Bir küçük yayınevi kaç mecmuanın ve kitabın bütün maliyetini Euro ile peşin karşılayabilir… Öte yandan yayımlamak için bütün maliyeti çabucak ödedikten daha sonra, o kitabın satışından gelecek paranın vadesi ne: Altı-yedi ay. Enflasyonla eriyerek ve çekleriniz karşılıksız çıkmazsa. Pekala bir büyük ya da küçük yayınevi bunu ne kadar karşılayabilir…
Diyelim ki döviz hesaplarınız tıka basa dolu, epeyce paranız var. Lakin peşin paranız olsa bile kağıt bulamayabiliyorsunuz. Zira ithalatçılar satmaktan kaçınıyor. Avrupa’daki kağıt üreticileri de artık Türkiye’ye istendiği kadar kağıt göndermiyor. Durum tam bu biçimde, hem acıklı hem ürkütücü.
2022’nin sonunda sayılar belirtildiğında da yayımlanan ve satılan mecmua ve kitap sayısında büyük bir düşüş olacağı şimdiden belirli. Mecmua ve kitap yayıncılığı bir toplumun en değerli kültür hazinelerindendir. Bundan mahrum bir toplumun geleceği olmaz, dergisiz ve kitapsız hayat da olmaz.
Notos’un Aralık 2006’da birinci sayısı yayımlandı, artık on beş yılı da geride bıraktık. Notos bu on beş yıl ortasında bir tek gün bile gecikmeden yayımlandı. Ona verdiğimiz emek tahminen lakin özveri ve tutkuyla açıklanabilir. Üstelik tanınan olanın bütünüyle haricinde, sadece nitelikli edebiyatın müsaadeden ayrılmadan geçti bu on beş yıl. Notos’un kağıdının fiyatı evvelki sayıdakinin artık tam iki katı. Üstelik dövizdeki artışı da bunun üstüne bindirince, kağıdın TL fiyatında yüzde 150’ye varan artış kelam konusu.
Bu şartlarda Notos’un Ocak-Şubat 90. sayısını atlatmaya, Mart-Nisan 90. sayısı olarak yayımlamaya karar verdik. Bu sonucu Notos’un varlığının teminatı olarak almak zorunda kaldık. Bu durumu bütün okurlara bildirmek istiyoruz. Notos’u yaşatmak için her zamanki üzere tek teminatımız okurlarımız.”
Yapılan açıklama şu biçimde:
“Okurlarımız da izliyor. Bizim aklımıza sığmayan bir ekonomi-politika yüzünden, evvel görülmemiş bir döviz kriziyle, daha sonra kaçınılmaz bir yüksek enflasyonla karşı karşıya bırakıldık. Son birkaç ay ortasında neredeyse her şeyin fiyatı en az yüzde 100 arttı.
Tahminen yine bilmeyen okurlarımız vardır: Elinize aldığınız Notos’un ya da rastgele bir kitabın bütün girdileri, kağıdı, kartonu, tutkalı, mürekkebi, selofanı, iğnesi ipliği ithal, yani dövize, asıl olarak da Euro’ya bağlı. Euro ve dolar son dört ay ortasında yaklaşık yüzde 50 arttı. Kitap ve mecmua yayıncılığının girdilerindeki artışsa son iki ayda en az yüzde 100, son dört ayda bundan da yüksek.
Notos basıma hazırlanırken artık Euro karşılığı TL’nizin olmasının yetmediğini de görmeye başladık. Zira kağıt almak için TL kabul edilmemeye başladı, Euro ile ödeme yapmanız isteniyor. tıpkı vakitte o anda. Matbaalar da peşin ödeme istiyor. Evvelce bir ya da birkaç ay daha sonra yapabildiğiniz ödemeleri derginiz ve kitaplarınız basılmadan ödemeniz gerekiyor. Yoksa yok. Bir küçük yayınevi kaç mecmuanın ve kitabın bütün maliyetini Euro ile peşin karşılayabilir… Öte yandan yayımlamak için bütün maliyeti çabucak ödedikten daha sonra, o kitabın satışından gelecek paranın vadesi ne: Altı-yedi ay. Enflasyonla eriyerek ve çekleriniz karşılıksız çıkmazsa. Pekala bir büyük ya da küçük yayınevi bunu ne kadar karşılayabilir…
Diyelim ki döviz hesaplarınız tıka basa dolu, epeyce paranız var. Lakin peşin paranız olsa bile kağıt bulamayabiliyorsunuz. Zira ithalatçılar satmaktan kaçınıyor. Avrupa’daki kağıt üreticileri de artık Türkiye’ye istendiği kadar kağıt göndermiyor. Durum tam bu biçimde, hem acıklı hem ürkütücü.
2022’nin sonunda sayılar belirtildiğında da yayımlanan ve satılan mecmua ve kitap sayısında büyük bir düşüş olacağı şimdiden belirli. Mecmua ve kitap yayıncılığı bir toplumun en değerli kültür hazinelerindendir. Bundan mahrum bir toplumun geleceği olmaz, dergisiz ve kitapsız hayat da olmaz.
Notos’un Aralık 2006’da birinci sayısı yayımlandı, artık on beş yılı da geride bıraktık. Notos bu on beş yıl ortasında bir tek gün bile gecikmeden yayımlandı. Ona verdiğimiz emek tahminen lakin özveri ve tutkuyla açıklanabilir. Üstelik tanınan olanın bütünüyle haricinde, sadece nitelikli edebiyatın müsaadeden ayrılmadan geçti bu on beş yıl. Notos’un kağıdının fiyatı evvelki sayıdakinin artık tam iki katı. Üstelik dövizdeki artışı da bunun üstüne bindirince, kağıdın TL fiyatında yüzde 150’ye varan artış kelam konusu.
Bu şartlarda Notos’un Ocak-Şubat 90. sayısını atlatmaya, Mart-Nisan 90. sayısı olarak yayımlamaya karar verdik. Bu sonucu Notos’un varlığının teminatı olarak almak zorunda kaldık. Bu durumu bütün okurlara bildirmek istiyoruz. Notos’u yaşatmak için her zamanki üzere tek teminatımız okurlarımız.”