İzmir’in en eski yerleşim yerlerinden Ulucak Höyüğü’nde bulunan, 8 bin 200 yıllık bayan figürlü pişmiş toprak kap, İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmeye başlandı.
İzmir Müze Müdürlüğü’nce hayata geçirilen ’12 Ay 12 Sergi’ projesi ile müze envanterine kayıtlı olup, daha evvel standa çıkarılmamış eserler, ziyaretçilerle buluşturulmaya başlandı.
Yetkililerin müze koleksiyonundan seçtiği kült ve ritüel eserler, İzmir Müze Müdürlüğü Arkeoloji Müzesi Hazine Odası’nın merkezi pozisyonundaki vitrin ile etrafında ve fuayede konumlandırıldı.
Bu ay düzenlenen stantta 10 eser, tarih meraklılarına sunuldu. Ulucak Höyüğü (Kemalpaşa), Yeşilova Höyüğü (Bornova) ve Ege Gübre Höyüğü’nde (Aliağa) bulunan eserler ilgi çekti. Yapıtlardan en dikkat çekeni ise 1999 yılında Ulucak Höyüğü’nde bulunan, 8 bin 200 yıllık bayan figürlü pişmiş toprak kap oldu.
21 santimetre yüksekliğinde olan ve oturarak kollarını göğsüne götüren bayan figürlü kabın, Geç Neolitik Dönem’e ilişkin olduğu açıklandı.
KUTSAL BUĞDAYIN SAKLANMASI İÇİN
Tarihi yapıtların ağır ilgi gördüğünü belirten müze yetkilisi, “Etnografik, etimolojik ve mitler üzerinde yapılan araştırmalar seramik kapların formu ile bayan karakteri içinde kültürler ortası bir bağlantının yaygın olarak görüldüğünü işaret etmektedir. Muhtemelen insan biçimli bu kaplar, külte mahsus içeceğin ve kutsal buğdayın saklanması için kullanılmaktaydı. Bu kült; hayat suyu ile yapılan kutsama ritüelleri, rahmet ve cet için geçerliydi. Bu cins nadide eserler, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Çeşitli kümeler, bu yapıtları görmek için özel çeşitler düzenliyor” dedi.
İzmir Müze Müdürlüğü’nce hayata geçirilen ’12 Ay 12 Sergi’ projesi ile müze envanterine kayıtlı olup, daha evvel standa çıkarılmamış eserler, ziyaretçilerle buluşturulmaya başlandı.
Yetkililerin müze koleksiyonundan seçtiği kült ve ritüel eserler, İzmir Müze Müdürlüğü Arkeoloji Müzesi Hazine Odası’nın merkezi pozisyonundaki vitrin ile etrafında ve fuayede konumlandırıldı.
Bu ay düzenlenen stantta 10 eser, tarih meraklılarına sunuldu. Ulucak Höyüğü (Kemalpaşa), Yeşilova Höyüğü (Bornova) ve Ege Gübre Höyüğü’nde (Aliağa) bulunan eserler ilgi çekti. Yapıtlardan en dikkat çekeni ise 1999 yılında Ulucak Höyüğü’nde bulunan, 8 bin 200 yıllık bayan figürlü pişmiş toprak kap oldu.
21 santimetre yüksekliğinde olan ve oturarak kollarını göğsüne götüren bayan figürlü kabın, Geç Neolitik Dönem’e ilişkin olduğu açıklandı.
KUTSAL BUĞDAYIN SAKLANMASI İÇİN
Tarihi yapıtların ağır ilgi gördüğünü belirten müze yetkilisi, “Etnografik, etimolojik ve mitler üzerinde yapılan araştırmalar seramik kapların formu ile bayan karakteri içinde kültürler ortası bir bağlantının yaygın olarak görüldüğünü işaret etmektedir. Muhtemelen insan biçimli bu kaplar, külte mahsus içeceğin ve kutsal buğdayın saklanması için kullanılmaktaydı. Bu kült; hayat suyu ile yapılan kutsama ritüelleri, rahmet ve cet için geçerliydi. Bu cins nadide eserler, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Çeşitli kümeler, bu yapıtları görmek için özel çeşitler düzenliyor” dedi.