Kosovalı bir hanımın ayakta kalma gayretini husus alan Hive (Kovan) isimli sinemasıyla 3 ödül kazanan ünlü direktör Basholli, “İzleyici mesajımı aldı” dedi.
Sabancı Vakfı’nın toplumsal problemlere sanat aracılığıyla dikkat çekmek maksadıyla 2016 yılından bu yana düzenlediği Kısa Sinema Yarışı, bu yıl “Konu Uzun, Sinema Kısa” sloganıyla “Yeni Dünyada, Yeni Meslekler” temasıyla düzenlendi. Müsabakayı kazanan sinemaları belirleyen heyet üyeleri içinde öykülerinde toplumsal cinsiyet sıkıntılarına odaklanan dünyaca ünlü ödüllü direktör Blerta Basholli de vardı. Basholli ile Sundance Sinema Şenliği’nde 3 ödül birden kazandığı ve 94. Oscar Ödülleri’nde En Düzgün Yabancı Sinema Kısmı’nda kısa listeye giren birinci uzun metrajlı sineması Hive’ı (Kovan), kısa sinema müsabakasıyla ilgili niyetlerini ve pandeminin sinema dalına tesirlerini konuştuk…
‘ONU İLGİYLE İZLEDİM’
– Gerçek bir öykü olan Kovan ile üç ödül kazandınız ve Oscar’ın kısa listesindesiniz. Neler hissediyorsunuz?
Mutluyum… Bu sineması yapmak için grupça hayli çalıştık ve buralara kadar gelmek bizim için fazlaca bedelli. Herkes sinemanın geldiği yer konusunda epey heyecanlı ve minnettar. Sundance’ten Oscar kısa listesine kadar epey maceralı, hoş bir seyahatti.
– Sineması çekmeye nasıl karar verdiniz?
Televizyonda kocamın izlediği bir kıssa vardı ve benim de izlememi istedi. Kosova’daki Krusha e Madhe kasabasından Fahrije Hoti isimli bir bayanın öyküsüydü ve Kosova’daki savaşta kocasını nasıl kaybettiğini, iş kurma seyahatini, arıcılığa başlamasını ve bunları yapmasına karşı olan toplumun ön yargılarını anlatıyordu. Başından itibaren ilgiyle izledim. Kısa bir süre daha sonra onunla buluşmaya gittik. Kendisiyle yüz yüze tanışmak bana, onun ekranda temsil edilmesi gereken kusursuz ve kuvvetli bir bayan karakter olduğunu gösterdi.
‘SAVAŞI TEKRAR YAŞADIK’
– İzleyiciyi Kosova’daki savaş senelerına gdolayıyorsunuz. O günlere dönmek neler yaşattı size?
Kolay değildi… Hepimiz savaşı yaşadık ve epeyce şeye şahit olduk. Bir aile üyesini kaybetmemiş bizler bile baskı altında yaşadık. O anılara ve hislere dalmak zordu ancak iyileştiriciydi.
– Fahrije’nin üzerinden pek çarpıcı ve dramatik iletiler veriyorsunuz. İnsanların bunları anlayacağına inanıyor musunuz?
Kosova üzere insanların pek bilgisinin olmadığı ufak ve yeni bir ülkede sinema yapıyorsan kıssanın daha geniş kitlelere ulaşması için muhakkak yollar bulmak zorunda kalıyorsunuz. Kovan sinemasında ana karaktere odaklanmaya karar verdim. Kıssanın tüm odağının o bulunmasına ve kameranın onu takip etmesine… bu biçimdece fazla açıklama yapmadan neler hissettiğini anlayabilecektik. Bu açıdan izleyicilerin kıssanın art planını fazlaca düşünmeden insan olarak bağ kurmalarını ummuştum. Bence kurdular. Çok güzel dönüşler alıyoruz, beşerler Fahrije’nin kıssasından nitekim çok etkilendi.
– Sabancı Vakfı Kısa Sinema Yarışı’nda sinemaları değerlendirirken hangi kriterlere dikkat ettiniz?
Evvel şenliğin temasına bakmak gerekiyor fakat natürel ki asıl kriter öncelikli olarak kıssa anlatıcılığı, ikinci olarak da performanslar ve başka etkenler.
SEÇİMDE ZORLANMIŞ…
– Yarışla ilgili fikirleriniz nelerdir?
Öncelikle Türkiye’nin önde gelen vakıflarından birinin toplumsal meseleleri sinema yoluyla ortaya koyma fikrini hayli sevdiğimi söylemek isterim. Kendini genç hisseden biroldukça sinemacıya rehber olacak bir tertip. Burada Türkiye’den ve dünyadan hayli değerli isimlerle birlikte heyet üyesi olmak benim için de keyifli ve unutulmaz bir deneyim oldu. Kısa Sinema Yarışı’nın bu yılki teması olan ‘Yeni Dünyada Yeni Meslekler’ üzerine hakikaten çok ilgi cazibeli öykülerle karşılaştık. Açıkçası birinci 3’ü belirlerken de pek zorlandık.
Blerta Basholli
‘HİÇ BİRŞEY ESKİSİ ÜZERE OLMAYACAK’
– Pandemi tüm hayatımızı değiştirdi. Sinemayı nasıl etkiledi?
Pandemi birfazlaca şeyi değiştirdi, kimilerini uygun istikamette kimilerini makûs istikamette. Sinemaya gelince… Şenlikler üzere biroldukca şey çevrimiçi platformlara taşındı ki yakın vakitte bu durumun olağana dönmesini umuyoruz. Olağan bir yandan çevrimiçi platformlarda beşerlerle buluşmak artık fazlaca kolay ve bu da bize fazlaca yardımcı oluyor. hiç bir şey artık eskisi üzere olmayacak, daima daha dikkatli olmak zorunda olacağız. Bence birden fazla sinema, sinemalar yerine çevrimiçi olarak izlenmeye başladığından beri sinema da bu durumdan hayli etkilendi. Bu yüzden iş yapma süreci de hayli değişti.
Sabancı Vakfı’nın toplumsal problemlere sanat aracılığıyla dikkat çekmek maksadıyla 2016 yılından bu yana düzenlediği Kısa Sinema Yarışı, bu yıl “Konu Uzun, Sinema Kısa” sloganıyla “Yeni Dünyada, Yeni Meslekler” temasıyla düzenlendi. Müsabakayı kazanan sinemaları belirleyen heyet üyeleri içinde öykülerinde toplumsal cinsiyet sıkıntılarına odaklanan dünyaca ünlü ödüllü direktör Blerta Basholli de vardı. Basholli ile Sundance Sinema Şenliği’nde 3 ödül birden kazandığı ve 94. Oscar Ödülleri’nde En Düzgün Yabancı Sinema Kısmı’nda kısa listeye giren birinci uzun metrajlı sineması Hive’ı (Kovan), kısa sinema müsabakasıyla ilgili niyetlerini ve pandeminin sinema dalına tesirlerini konuştuk…
‘ONU İLGİYLE İZLEDİM’
– Gerçek bir öykü olan Kovan ile üç ödül kazandınız ve Oscar’ın kısa listesindesiniz. Neler hissediyorsunuz?
Mutluyum… Bu sineması yapmak için grupça hayli çalıştık ve buralara kadar gelmek bizim için fazlaca bedelli. Herkes sinemanın geldiği yer konusunda epey heyecanlı ve minnettar. Sundance’ten Oscar kısa listesine kadar epey maceralı, hoş bir seyahatti.
– Sineması çekmeye nasıl karar verdiniz?
Televizyonda kocamın izlediği bir kıssa vardı ve benim de izlememi istedi. Kosova’daki Krusha e Madhe kasabasından Fahrije Hoti isimli bir bayanın öyküsüydü ve Kosova’daki savaşta kocasını nasıl kaybettiğini, iş kurma seyahatini, arıcılığa başlamasını ve bunları yapmasına karşı olan toplumun ön yargılarını anlatıyordu. Başından itibaren ilgiyle izledim. Kısa bir süre daha sonra onunla buluşmaya gittik. Kendisiyle yüz yüze tanışmak bana, onun ekranda temsil edilmesi gereken kusursuz ve kuvvetli bir bayan karakter olduğunu gösterdi.
‘SAVAŞI TEKRAR YAŞADIK’
– İzleyiciyi Kosova’daki savaş senelerına gdolayıyorsunuz. O günlere dönmek neler yaşattı size?
Kolay değildi… Hepimiz savaşı yaşadık ve epeyce şeye şahit olduk. Bir aile üyesini kaybetmemiş bizler bile baskı altında yaşadık. O anılara ve hislere dalmak zordu ancak iyileştiriciydi.
– Fahrije’nin üzerinden pek çarpıcı ve dramatik iletiler veriyorsunuz. İnsanların bunları anlayacağına inanıyor musunuz?
Kosova üzere insanların pek bilgisinin olmadığı ufak ve yeni bir ülkede sinema yapıyorsan kıssanın daha geniş kitlelere ulaşması için muhakkak yollar bulmak zorunda kalıyorsunuz. Kovan sinemasında ana karaktere odaklanmaya karar verdim. Kıssanın tüm odağının o bulunmasına ve kameranın onu takip etmesine… bu biçimdece fazla açıklama yapmadan neler hissettiğini anlayabilecektik. Bu açıdan izleyicilerin kıssanın art planını fazlaca düşünmeden insan olarak bağ kurmalarını ummuştum. Bence kurdular. Çok güzel dönüşler alıyoruz, beşerler Fahrije’nin kıssasından nitekim çok etkilendi.
– Sabancı Vakfı Kısa Sinema Yarışı’nda sinemaları değerlendirirken hangi kriterlere dikkat ettiniz?
Evvel şenliğin temasına bakmak gerekiyor fakat natürel ki asıl kriter öncelikli olarak kıssa anlatıcılığı, ikinci olarak da performanslar ve başka etkenler.
SEÇİMDE ZORLANMIŞ…
– Yarışla ilgili fikirleriniz nelerdir?
Öncelikle Türkiye’nin önde gelen vakıflarından birinin toplumsal meseleleri sinema yoluyla ortaya koyma fikrini hayli sevdiğimi söylemek isterim. Kendini genç hisseden biroldukça sinemacıya rehber olacak bir tertip. Burada Türkiye’den ve dünyadan hayli değerli isimlerle birlikte heyet üyesi olmak benim için de keyifli ve unutulmaz bir deneyim oldu. Kısa Sinema Yarışı’nın bu yılki teması olan ‘Yeni Dünyada Yeni Meslekler’ üzerine hakikaten çok ilgi cazibeli öykülerle karşılaştık. Açıkçası birinci 3’ü belirlerken de pek zorlandık.
Blerta Basholli
‘HİÇ BİRŞEY ESKİSİ ÜZERE OLMAYACAK’
– Pandemi tüm hayatımızı değiştirdi. Sinemayı nasıl etkiledi?
Pandemi birfazlaca şeyi değiştirdi, kimilerini uygun istikamette kimilerini makûs istikamette. Sinemaya gelince… Şenlikler üzere biroldukca şey çevrimiçi platformlara taşındı ki yakın vakitte bu durumun olağana dönmesini umuyoruz. Olağan bir yandan çevrimiçi platformlarda beşerlerle buluşmak artık fazlaca kolay ve bu da bize fazlaca yardımcı oluyor. hiç bir şey artık eskisi üzere olmayacak, daima daha dikkatli olmak zorunda olacağız. Bence birden fazla sinema, sinemalar yerine çevrimiçi olarak izlenmeye başladığından beri sinema da bu durumdan hayli etkilendi. Bu yüzden iş yapma süreci de hayli değişti.