İstanbul Beşiktaş’taki arkeolojik hafriyatlarda Kalkolitik periyoda ilişkin pişmiş topraktan yapılan çanak çömlek modülleri bulundu. Bu buluntularla İstanbul’un bilinen tarihi daha eski devirlere taşındı.
Üretim çalışmaları devam eden Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro çizgisinin Beşiktaş İstasyonu olacak alanda, İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafınca 2016’dan bu yana arkeolojik hafriyatlar yapılıyor.
Aralıksız devam eden hafriyatlarda daha evvel kurgan tipi mezarlar olduğu ortaya çıkmış ve Türkiye’de bulunmuş en eski kurgan tipi mezarların, Birinci Tunç Çağı’na ilişkin olduğu tespit edilmişti.
Çalışmalardaki son evrede 8 metre derinlikte Kalkolitik periyoda yani milattan evvel 4500-5000 senelerına ilişkin pişmiş topraktan yapılan çanak çömlek kesimleri olan keramikler bulundu. İstanbul’un bilinen tarihi de daha eski periyotlara taşındı.
Beşiktaş kazılarında bugüne kadar Cumhuriyet, Osmanlı, Bizans, Roma, Yunan, Birinci Tunç ve Kalkolitik devir olarak 7 farklı devri belirlenmiş oldu.
KURGAN TİPİ MEZARLAR
Çalışmalarda ayrıyeten bugüne kadar Birinci Tunç Çağı’na ilişkin 46 adet kurgan tipi mezar tespit edildi. Çapları 1 ila 5 metre içinde değişen dairesel planlı taş dizilerinden oluşan kurganlarda toplam 115 adet mezar bulundu.
Kurgan tipi gömütlerin yer aldığı mezarlık alanında iki cins gömü yer alıyor. Birincisi kremasyon yani cesedin yakılarak gömüldüğü mezarlar. Bugüne dek 109 adet kremasyon mezar tespit edildi. İkinci olarak ise bugüne kadar 6 adet sıradan toprak mezar ortaya çıkarıldı.
Mezarların kimilerinde mezar armağanı olarak bırakılmış ağırşak, taş balta, pişmiş toprak kap figürü bulundu.
10 yaşında bir çocuğa ilişkin kurgan tipi mezar ise dikkat çekti. Mezarda cenin konumundaki kemikler bütüncül biçimde bulundu.
SU KUYULARI ORTAYA ÇIKARILDI
Bugüne kadar 3 tane su kuyusu ortaya çıkarıldı. Osmanlı ve Bizans devrine ilişkin kuyuların bütünlüğünü koruduğu belirlendi.
Kuyulardan birinin 6. yüzyıl Bizans devrinde, öbür iki kuyunun ise 16. ve 19. yüzyıl Osmanlı devrinde yapıldıkları tespit edildi.
“BEŞİKTAŞ İÇİN BÜYÜK BİR KEŞİF”
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, yeni keşiflerle ilgili şunları söylemiş oldu:
“İlginç, zira Beşiktaş’a ilişkin arkeolojik bilgiler ne yazık ki epey mevcut değildi. Daha epeyce antik kaynakların yahut araştırmacıların aşikâr şeylere dayanarak verdikleri bilgiler vardı. O da en çok Bizans periyoduna ilişkin yahut Osmanlı devrine ilişkin bulgulardı. Umarım Kalkolitikten daha sonra Neolitik devri de buluruz. İstanbul için sahiden hayli çarpıcı bir şey ortaya çıkar. Ben arkadaşlarımla konuşurken ‘Urfa’nın Göbeklitepe’si var ise İstanbul’un da Beşiktaş’ı var’ diyorum. Nitekim bölge olarak en az onun kadar tesirli bir keşif.” (DHA)
Üretim çalışmaları devam eden Kabataş-Beşiktaş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro çizgisinin Beşiktaş İstasyonu olacak alanda, İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafınca 2016’dan bu yana arkeolojik hafriyatlar yapılıyor.
Aralıksız devam eden hafriyatlarda daha evvel kurgan tipi mezarlar olduğu ortaya çıkmış ve Türkiye’de bulunmuş en eski kurgan tipi mezarların, Birinci Tunç Çağı’na ilişkin olduğu tespit edilmişti.
Çalışmalardaki son evrede 8 metre derinlikte Kalkolitik periyoda yani milattan evvel 4500-5000 senelerına ilişkin pişmiş topraktan yapılan çanak çömlek kesimleri olan keramikler bulundu. İstanbul’un bilinen tarihi de daha eski periyotlara taşındı.
Beşiktaş kazılarında bugüne kadar Cumhuriyet, Osmanlı, Bizans, Roma, Yunan, Birinci Tunç ve Kalkolitik devir olarak 7 farklı devri belirlenmiş oldu.
KURGAN TİPİ MEZARLAR
Çalışmalarda ayrıyeten bugüne kadar Birinci Tunç Çağı’na ilişkin 46 adet kurgan tipi mezar tespit edildi. Çapları 1 ila 5 metre içinde değişen dairesel planlı taş dizilerinden oluşan kurganlarda toplam 115 adet mezar bulundu.
Kurgan tipi gömütlerin yer aldığı mezarlık alanında iki cins gömü yer alıyor. Birincisi kremasyon yani cesedin yakılarak gömüldüğü mezarlar. Bugüne dek 109 adet kremasyon mezar tespit edildi. İkinci olarak ise bugüne kadar 6 adet sıradan toprak mezar ortaya çıkarıldı.
Mezarların kimilerinde mezar armağanı olarak bırakılmış ağırşak, taş balta, pişmiş toprak kap figürü bulundu.
10 yaşında bir çocuğa ilişkin kurgan tipi mezar ise dikkat çekti. Mezarda cenin konumundaki kemikler bütüncül biçimde bulundu.
SU KUYULARI ORTAYA ÇIKARILDI
Bugüne kadar 3 tane su kuyusu ortaya çıkarıldı. Osmanlı ve Bizans devrine ilişkin kuyuların bütünlüğünü koruduğu belirlendi.
Kuyulardan birinin 6. yüzyıl Bizans devrinde, öbür iki kuyunun ise 16. ve 19. yüzyıl Osmanlı devrinde yapıldıkları tespit edildi.
“BEŞİKTAŞ İÇİN BÜYÜK BİR KEŞİF”
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, yeni keşiflerle ilgili şunları söylemiş oldu:
“İlginç, zira Beşiktaş’a ilişkin arkeolojik bilgiler ne yazık ki epey mevcut değildi. Daha epeyce antik kaynakların yahut araştırmacıların aşikâr şeylere dayanarak verdikleri bilgiler vardı. O da en çok Bizans periyoduna ilişkin yahut Osmanlı devrine ilişkin bulgulardı. Umarım Kalkolitikten daha sonra Neolitik devri de buluruz. İstanbul için sahiden hayli çarpıcı bir şey ortaya çıkar. Ben arkadaşlarımla konuşurken ‘Urfa’nın Göbeklitepe’si var ise İstanbul’un da Beşiktaş’ı var’ diyorum. Nitekim bölge olarak en az onun kadar tesirli bir keşif.” (DHA)